Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl şu ifadeleri kullandı;
“Maalesef yerel belediyeler bu konuda oldukça yavaş hareket ediyor. Eskişehir’in bu anlamda kentsel dönüşüm ya da kentsel yenilemeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Daha önce de ifade etmiştim, Eskişehir’in şu an 40 bin konuta ihtiyacı var. Bu konut ihtiyacını karşılamak için yeni arsa üretmek çok maliyetli, buna gerek yok. Mevcut bahsettiğimiz mahallelerde, ada bazında emsal ve kat artışıyla bir çalışma yapılırsa, vatandaşın cebinden bir kuruş para çıkmadan bu dönüşüm sağlanabilir. Bu nedenle, bu çalışmaları bir an önce yürürlüğe koymak gerekiyor.
Bu sabah bir yerde konuşurken bana şu soru yöneltildi: “Bu, belediyelerin görevi midir yoksa Bakanlığın mı?” Çok net ifade etmek gerekiyor; bu iş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görevidir. Ancak ilgili yerel belediyeler isterse burada görev ya da yetki devri yapılabilir. Tabii, muhalif belediyeler “Ben bu işin altından kalkamam” diyebilir. Zaten mevcut koşullarda kalkmaları mümkün değil. Bu iş, ciddi bir finansman gerektiriyor. Belediyelerin ise şu an bu konuda imkanları oldukça kısıtlı. Hele ki Cumhurbaşkanı’nın “Belediyeleri silkeleyin” ifadesinden sonra, belediyeler birer birer sıkıntıya girmeye başladı.
Burada şunu da vurgulamak gerekiyor: AK Parti’nin Eskişehir’de bir kongresi var. Eskişehir’deki sivil toplum kuruluşları ve AK Parti yöneticileri şu gerçeği kabul etmeli. Eskişehir’de %40-45 oranında oy veren bir seçmen kitlesi var. Bu insanlar da desteklerinizi bekliyor ve bu mahallelerde yaşıyorlar. Bu nedenle, bu mahallelere yönelik bir çözüm ürettiğinizde, yalnızca siyasi değil, insani bir iyilik de yapmış olursunuz. Sosyolojik olarak toplumu ortadan ikiye ayıran bir yaklaşım kabul edilemez.
Bu şehirde minimum dört, beş veya altı katlı binalar yapılmalı. Vatandaşın cebinden bir kuruş para çıkmayacak şekilde, mahalle bazında farklı çalışmalar yapılabilir. Ayrık nizam esas alınmalı ve çevre dostu yapılar tercih edilmeli. Binaların özellikle güneye bakacak şekilde planlanması çok önemli. Geçmişte yapılan planlamalarda kuzeye bakan ve bitişik nizam yapılar tercih edilmiş. Bu, hiçbir zaman arzu ettiğimiz bir çözüm değil.
Zemin açısından da bir değerlendirme yapılmalı. Eskişehir’in zemini genel olarak çok elverişli değil. Bu nedenle, zemin iyileştirme yapılması gerektiğini savunuyorum. 6 kat ya da 5 kat planlanan yerlerde zemin iyileştirme çalışmalarına ihtiyaç olabilir. Bu maliyetin hükümet tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Müteahhitler bu harcamayı yapar, ancak vergi üzerinden bir teşvik sağlanırsa daha istekli olurlar.
6 Şubat’taki depremin üzerinden az bir süre geçti. O depremde 11 il etkilendi ve 40 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. O bölgelerde daha önce kentsel dönüşüm ya da güçlendirme yapılmış olsaydı, böyle bir zayiat yaşanmazdı. Ancak şu an 150 milyar dolar harcanarak bölgelerin yeniden ayağa kalkması sağlanmaya çalışılıyor. Kaybettiğimiz canlar ise geri gelmiyor.
Eskişehir kesinlikle Bursa yoluna doğru büyümeli. Daha önce de ifade etmiştim. Eski yöneticilerimiz “Şehir butik şehir olarak kalsın” demişler. Eğer Eskişehir diğer illerden göç alırsa, buranın demografisi değişebilir diye düşünülmüş. Bu nedenle, özellikle şehrin büyümesi Afrin istikametine sınırlandırılmış. O bölgede genişleme imkanı yok. Ankara istikametinde Organize Sanayi Bölgesi var, orada da gelişim çok zor. Diğer tarafta Bozdağ var, bu nedenle o bölgeye doğru gelişmek sınırlı kalıyor. Şehrin büyüyebileceği tek mantıklı yön Bursa istikameti.
Şehirler genelde batıya doğru büyür. Dolayısıyla, Eskişehir için de bu istikamet en doğru tercih olacaktır. Ancak burada tarım alanlarının değil, dağlık alanların yerleşime açılması gerekiyor. Bu bölgelere ulaşım, tramvay gibi bir hafif raylı sistemle sağlanmalı. İnsanlar, bu bölgelerden şehir merkezine 10 dakikada ulaşabilmeli.”