Yeniden Refah Partisi Eskişehir İl Başkanı Faruk Güler şu ifadeleri kullandı;

“Ne yazık ki Türkiye, milletimizin gerçek gündeminden uzaklaştırıldığı, yapay polemiklerle oyalanan bir dönemden geçiyor. Ülke gündemi diplomalarla, boykotlarla meşgul edilirken halkımızın mutfağındaki yangın gün geçtikçe büyüyor. Hayat pahalılığı sinsice, sessizce ama acımasızca artıyor.

Gıda fiyatları bir ayda yüzde 4,2, bir yılda ise yüzde 42,4 oranında yükseldi. Giyim harcamaları yüzde 61; eğitim giderleri yüzde 91 oranında zamlandı. Artık bir çocuğu okula göndermek ya da üstüne kıyafet almak, milyonlarca vatandaşımız için bir hayale dönüşmüş durumda.

Dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken aylık harcama 23.615 liraya ulaşmışken, bugün milyonlarca insana reva görülen 22.104 liralık asgari ücret, sadece bu harcamayı bile karşılamıyor. Gıda ve diğer temel ihtiyaçlar için bir hanenin ayda en az 76.922 lira gelir elde etmesi gerekiyor. Bu da demek oluyor ki bir hane ancak üç buçuk asgari ücretle ayakta kalabilir.

Ülkemizde insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek, sadece işsizler için değil, çalışanlar için bile artık hayal haline gelmiştir. Şimdi sizlere soruyorum: Bu adaletsiz düzenin sorumlusu kimdir? Bu fiyatlara, bu enflasyona, bu geçim sıkıntısına bizi mahkûm eden ekonomi yönetimi değil midir? Açlık, sefalet ve geçim zorluğunun sorumlusu hükümet değilse kimdir? Yaşadığımız tüm bu haksızlıkların ve adaletsizliklerin sorumlusu elbette ülkemizi yönetenlerdir. Hakkını alamayan, daha doğrusu hakkı gasp edilen çalışanlarımız ve emeklilerimiz, acaba sizlere haklarını helal edecek mi?

Bugün yine milletimizin canını yakan bir başka adaletsizlikle karşı karşıyayız. AK Parti iktidarı yıllar önce “hizmet artacak, fiyatlar düşecek” diyerek başlattığı elektrik özelleştirmesinin sonucunu hep birlikte yaşıyoruz. Fiyatlar düşmedi, aksine fahiş zamlar yapıldı. Hizmet artmadı, fatura yine milletin üzerine yıkıldı.

Geçtiğimiz hafta yapılan yüzde 25’lik elektrik zammı, elektrik üretim maliyeti artmadığı halde uygulandı. Yani bu zam, üretim pahalandığı için değil, yandaş dağıtım şirketlerinin kârı artsın diye yapıldı.

Devletten elektriği ucuza alıp, yine devletin döşediği hatlardan geçirerek halka pahalıya satan bu şirketler kimdir? Bu zamla birlikte halkın cebinden her ay çıkacak 5,3 milyar lira, doğrudan bu şirketlerin kasasına aktarılacaktır. Bu parayla kaç işsize iş, kaç evsize ev yapılırdı? Milletin alın teriyle kazandığı para, elektrik tüketim bedeli adı altında hiçbir üretim yapmayan, sadece “dağıtım” yapan bu şirketlere aktarılmaktadır.

Bakınız, konutlarda kullanılan elektriğin üretim maliyeti 49 lirayken, dağıtım bedeli 183 liradır. Vatandaş elektriğe değil, adeta havaya para ödemektedir. Her 100 liralık faturanın 79 lirası üretime değil, şirketlerin kasasına gitmektedir. Daha da vahimi, şehit aileleri ve gazilere sağlanan destekli elektriğin bile yüzde 93’ü bu şirketlere aktarılmaktadır. Bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir vicdandır? Bu sistem sadece vatandaşın değil, devletin de sırtına yük olmaktadır.

Yeniden Refah Partisi olarak biz, bu adaletsiz düzene “dur” demek için varız. Biz, “önce millet”, “önce adalet”, “önce ahlak” diyoruz. Bu ülkenin kaynakları vardır. Çözüm mümkündür. Bereketli bir ekonomi mümkündür. Ancak bunun için faizci ve rantiyeci zihniyetten kurtulmak şarttır.

Elektrikte, doğalgazda, gıdada; her alanda milletimizin sırtına yük olan bu düzeni sona erdirmek, hakkı ve adaleti hâkim kılmak için geliyoruz.

Yeniden Refah iktidarında vatandaş fatura öderken ezilmeyecek. Kamu kaynakları yandaşa değil, halka kullanılacaktır. Çare Millî Görüş’tedir. Çözüm Adil Düzen’dedir.”