Eğitim-İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan şu ifadeleri kullandı;

“2024 /2025 eğitim öğretim yılına sayılı günler kala öğretmen, veli ve öğrencileri ciddi sorunlar beklemektedir.

Bu sorunları yerel ve ulusal olarak ele alabiliriz. Yerelde gördüğümüz en büyük sorun güçlendirme ve yıkım kararı olan okulların başka bir okulda eğitim öğretim görmesidir. Üst üste binen okulların temizlik, güvenlik gibi sorunları çıkmaktadır.  Bunun yanında öğrenci ve öğretmenin aidiyet duygusu zayıflamakta bu da okula konsantre olma konusunda problemler yaşanmasına sebep olmaktadır.

Eskişehir’de 22 okul bu durumdadır ve bu okulların sonunun ne olacağı, eğitime okullarında ne zaman başlayacağı ise bilinmemektedir. Bu okullar içinde EAL gibi Eskişehir’in en köklü okulları da vardır. Plansız başlanan güçlendirme ve yıkım kararları uygulamaları başta öğrenciler olmak üzere, öğretmen ve aileleri zor duruma sokmaktadır.

Bunun dışında karşımıza çıkan bir sorun da kayıt parası altında velilerden talep edilen bağışlardır. Özellikle adresi tutmayan ailelerden ya adres taşımaları ya da yüklü miktarda kayıt ücreti vermeleri istenmektedir. Merkezi okullarda 50 bin liradan başlayan kayıt ücretleri kenar mahallelerde 6-10 bin arasında değişmektedir. Parası olana okul, sınıf hatta öğretmen seçme hakkı doğarken parası olmayanın kaderine terk edilmesi büyük bir haksızlıktır.

Yine bu dönemde karşımıza çıkan en büyük problemlerden bir tanesi artan enflasyonla aynı paralelde ilerleyen okul masraflarıdır. Kırtasiye, servis, yemek ücreti el yakıyor. Bugün yeni okula başlayan bir öğrencinin çanta, kalem, defter, suluk, okul kıyafeti derken ödeyeceği fiyat en iyi ihtimalle 10 bin liradan başlıyor.

Tasarruf tedbirleri adı altında taşımalı eğitimi kaldıran MEB krizin faturasını ülkenin geleceği olan çocuklara kesti. Vakıflara aktarılan milyonların esamesi okunmazken küçücük çocuklar üzerinden tasarruf tedbiri uygulaması yapmak vicdana sığmaz. Aslında taşımalı eğitimin kaldırılması öğrencileri cemaat ve tarikat yurtlarına muhtaç etmekten başka bir şey değildir.Kalabalık sınıflarda öğrenim görmek, okulların pis ve bakımsız olması, eksik öğretmenler, bilgisayarsız öğretmen odaları, yazılı fotokopisi çekmeye dahi bulunamayan kâğıt,  hijyenik olmayan lavabolar, fahiş fiyatlı ve denetimsiz kantinler, spor salonsuz beden eğitimi dersleri, enstrümansız müzik dersleri, güvenlik sorunları, şiddet mağduru öğretmenler değişmeyen kaderimiz olarak bu eğitim öğretim yılı da hayatımızdaki yerini almaya devam edecek.”