Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticiler Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç şu ifadeleri kullandı;

“Kar yağmaması büyük bir problem. Eskişehir’de yer altı sularını besleyen en büyük kaynak Porsuk Havzası’dır. Ancak barajdaki su seviyesi oldukça düşük. Önceden Mayıs ayının başında açılan sulama kanalları, Ekim ayının sonuna kadar su sağlardı. Bu sistem yer altı sularını beslerdi. Ancak artık bu sular hızla tükeniyor.

Devlet Su İşleri’nin Muttalip ile Alpu arasında yaklaşık 185 bin dönüm araziyi sulayacak bir kapalı sulama sistemi projesi var. Ancak bu projenin maliyeti 11-12 milyar TL civarında. Dünya Bankası’ndan kredi beklendiği söyleniyor. Eğer bu proje gerçekleşirse Eskişehir’de sulama kapasitesinin %40 gibi bir su tasarrufu mümkün olabilir. Ancak kredi sağlanmazsa, yer altı sularında ciddi kayıplar yaşanacak.

Küresel ısınma nedeniyle Eskişehir’in su kaynaklarının hızla tükendiğini biliyoruz. Buna rağmen bölgede yoğun bir şekilde mısır ekimi yapılıyor. Oysa mısır, sebze ve meyve üretimi için en büyük tehditlerden biri. Çünkü aşırı su tüketiyor. Mısır ekimi konusunda bir üretim planlaması gerekiyor. Yapılan düzenlemeler, çiftçileri 2-3 yıl sonra farklı ürünler ekmeye yönlendirecek şekilde planlandı, ancak bu sistem mantıklı değil. Eskişehir gibi su fakiri bir şehir.

Sadece hayvan yetiştiricilerine yönelik silajlık ve tane mısır üretimine izin verilmesi daha doğru olur. Süt mısırı, yemlik mısıra göre daha az su tüketiyor. Ancak tane mısır ekiminde büyük miktarda su kullanılıyor. Çiftçiler, iki sırada bir su hortumu çekerek 12-24 saat boyunca su veriyor. Bu da ciddi bir su kaybına yol açıyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı geçtiğimiz günlerde Eskişehir’e geldi. Nezaketen karşıladık ancak büyük bir müjde duyduğumuzu söyleyemem. Mahmudiye tarafında bir tesisin açılışı veya denetlemesi yapıldı, ancak bu daha çok rutin bir ziyaret gibiydi.

Bizim bakanlıktan en büyük beklentimiz girdi maliyetlerinin düşürülmesi. Sebze üretiminde planlama şart. Havza bazlı planlama yapılmazsa hem üretici hem de tüketici zarar görmeye devam eder. Şu anda Türkiye genelinde büyük bir ekim dengesizliği var. Bu nedenle ürünler ya ucuza gitmiyor ya da tamamen heba oluyor. İsraf tarımın en büyük sorunu. Çünkü israf edilen sadece ürün değil; su, akaryakıt, ilaç, gübre ve ithal edilen tarımsal girdiler de kayba uğruyor.

Devletin bu konuda ciddi önlemler alması gerekiyor. Tarımın sürdürülebilir olması için girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretim planlamasının yapılması ve su kaynaklarının korunması gerekiyor. Eğer bu konulara gereken önem verilmezse, önümüzdeki yıllarda tarımsal üretim daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir.”