MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir şu ifadeleri kullandı;
“Eskişehir’de Kent Lokantasının depreme dayanıksız olduğu konuşuluyor. Halka açık yerler, belediye binaları ve bu tür hizmet binalarını açarken her şeyi göz önünde bulundurmak gerekir. Keşke açılış sırasında bu durum dikkate alınıp başka bir yerde açılış yapılmış olsaydı. Eskişehir’in büyük bölümü, özellikle de o bölgede, depreme dayanıklı binalar ve belediyeye ait uygun yapılar bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Keşke böyle bir durum yaşanmasaydı. Günde 1000 kişi o binayı kullanıyor. İnsanların hayatı tehlikeye atılıyor gibi gözüküyor. Orası zaten belediyenin kendi yeri. Yanındaki iş merkezi de dahil olmak üzere, o bölgedeki yapıların depreme dayanıklı olmadığı Eskişehir’de bilinen bir durum. Belediye de bu durumu çok iyi biliyor. Ancak Kent Lokantası projesini hızlıca gerçekleştirmek için burayı geçici bir çözüm olarak kullanmayı tercih etmişler. Bayat pazarındaki marketi boşaltıp oraya taşıyacaklarını duyduk. Orası en azından yeni yapılmış bir bina.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak başından beri söylediğimiz şey şu: 1 Ekim’de Meclis’in açılmasıyla başlayan süreçte Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli el uzatmıştı. "Buyurun, terörle aranıza mesafe koyun. Türkiye partisi olun" demişti. Bunun devamında ise HDP grubu "Bizim irademiz Öcalan’dır. Terörü başlatıp durduracak olan odur. Ne derse biz ona uyarız" açıklamalarında bulundu. 22 Ekim’deki grup toplantısında da Genel Başkan, Öcalan’la görüşülmesi ve çağrı yapmasını istemişti. Biz bu söylemin sonuna kadar arkasındayız.
Bakın şunu bir kere görmek lazım: 40 yıldır PKK terörüyle mücadele ediyoruz. Binlerce şehit verdik; çocuklar, askerler, kamu görevlileri ve öğretmenler dahil. Bunun acısı tarif edilemez. Ayrıca FETÖ ile de mücadele ettik ve bu 40 yılda 3 trilyon dolar harcadık. Bunun ekonomik boyutunu da düşünmek gerek. Eğer bu kaynakları yatırım olarak kullanabilseydik, bugün Türkiye çok farklı bir noktada olurdu.
Bizim Cumhur İttifakı olarak bir hedefimiz var: Bu yüzyılı Türkiye yüzyılı yapmak. Bunun için çevremizdeki terör sorununu bitirmemiz gerekiyor. Şu anda Suriye’de konuşlanmış terör örgütü YPG adı altında faaliyet gösteriyor. Her gün farklı bir isimle anılıyor, ancak arkasında kimin olduğunu hepimiz biliyoruz. Amerika’nın desteklediği 100 binin üzerinde bir güç orada oluşturuluyor. Bugün Amerika’yla sorun yaşıyoruz; yarın başka ülkelerle sorun yaşarsak bu örgütler bize karşı kullanılabilir. Bu nedenle terör operasyonlarını sonlandırmamız gerekiyor. Sayın Genel Başkan’ın yaptığı çağrı da budur.
Başından beri söylediğimiz gibi bu çağrıda herhangi bir oy hesabı yoktur. Her türlü bedeli ödemeye hazırız. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu günden bu yana siyaset anlayışımız "Önce devlet ve millet, sonra partim, en son ben." ilkesine dayanmaktadır. Biz oy hesabı yapmayız. Her zaman söylediğimiz gibi, önemli olan devletin ve milletin bekasıdır. Kuruluş amacımız da budur. Söylediğimiz sözlerin sonuna kadar arkasındayız. Eğer uzattığımız el karşılık bulmazsa, o sıkılan yumruk balyoz gibi tepelerine inecek. Türkiye terörden arındırılmış bir şekilde yaşayacak. Bizim hedefimiz bu ve inşallah bunu gerçekleştireceğiz.
Her zaman dediğimiz gibi, Cenaze başka evde olunca helvası tatlı gelirmiş. Vatan evlatlarını kurtarmamız, Türkiye’nin önünü açmamız gerekiyor. Bunun için de terör belasından kurtulmamız şart. Hep söylüyoruz; Kürt kardeşlerimle benim aramda hiçbir fark yok. Hangi hakka sahip değilim ki? Eğer varsa da Milliyetçi Hareket Partisi olarak Sayın Genel Başkanımızın da belirttiği gibi, bu problemleri çözmek için sonuna kadar biriz ve beraberiz. Artık bu fitne tohumlarını topraklarımızdan söküp atmamız gerekiyor.
Bu günlük siyaset malzemesi yapılacak, üzerinde tepinilecek bir konu değil. Bu hepimizin problemi. Bunu siyaset malzemesi haline getirip orasından burasından çekiştirmemek gerekiyor. Eğer mutlu bir Türkiye istiyorsak, çocuklarımıza ve torunlarımıza daha güvenli bir ülke bırakmak istiyorsak, bölgesinde lider bir Türkiye bırakmak istiyorsak, rahmetli Atatürk’ün söylediği muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak istiyorsak öncelikle terör problemini bitirmeliyiz. Terörden arındırılmış bir Türkiye için çalışmalıyız.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin en büyük özelliği sürekli mızmızlanmak. İcraat yapmaktan ziyade, "Ekonomik kriz var" diyorlar. Belediyelerin en büyük gelir kaynağı İller Bankası’ndan alınan kaynaklardır. Bu kaynaklarda herhangi bir azalma olmadı. Belediyeler şehir için kendi kaynaklarını oluşturmak zorundadır. Ancak siz bunu hiçbir zaman yapmıyorsunuz, herhangi bir katma değer üretmiyorsunuz. Sadece gelen kaynaklarla yapamadığınız işler için bahane üretiyorsunuz. "Tasarruf tedbirleri genelgesi" diyorsunuz ama bu bence yanlış bir tutum. Çünkü İller Bankası’ndan belediyelere aktarılan paralar, partilere göre ayrım yapılmaksızın eşit şekilde dağıtılıyor.”