Zafer Parti Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadeleri kullandı;
“Zor şartlardan geçen bir ülkede, hem ekonomik hem de manevi olarak yıpranma düzeyine hızla ilerleyen bir süreçte yaşıyoruz. Ülkemizde sorundan bol bir şey yok. Ancak özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçen hafta bütçe komisyonlarının sunumları ve 2025 yılı bütçesinin tahlilleri konuşuldu. Ne yazık ki bu bütçenin içinde aç ve mahrum bırakılmış Türk toplumu yok. Bu bütçenin içinde yarınların umudunu yeşertecek gençlerin geleceğine dair herhangi bir umut yok. Bu bütçe, ülkemizi ön planda sevme hassasiyetini taşımayanların bütçesi olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyada hızlı bir değişim yaşanırken, ülkemizdeki medya kuruluşlarına baktığımızda özellikle hükümet lehine yapılan haberleri izlemek içimizi acıtıyor. Suriye politikasından Orta Doğu’daki gelişmelere, zafer çığlıklarıyla gösterilen belli atamalara kadar, ülkenin iyiye gitmediğini artık daha net görebiliyoruz. Türkiye, nüfusun %80’inin geçim sıkıntısı çektiği, %20’sinin ise lüks ve şatafat içinde yaşadığı bir düzene evrildi. Mevcut ekonomik sistem, ülkenin refahını artırmak bir yana, daha da kötüye gitmesine neden oluyor. Pandemi sürecinden sonra yaşanan ekonomik sıkıntılar, fakir ve asgari geçimle hayatını sürdüren insanlara daha fazla yük getirdi. Buna karşılık, zenginlerin kazancına herhangi bir yük eklenmiyor; aksine onlara çeşitli avantajlar sağlanıyor.
Örneğin, %8 olan KDV oranları %20’lere yükseldi. Fakir, kazandığı her kuruşu harcamak zorunda kalırken, zengin kazancının çok az bir kısmını harcadığı için bu artışlardan etkilenmiyor. Ayrıca, sözde ekonomik iyileştirme amacıyla döviz kuruna endeksli mevduat hesapları açıldı. Geçmişte bu tür uygulamalardan kurtulduğumuz günler olmuştu, ancak şimdi bu sistem yeniden getirilerek, ülkenin çalışıp didinerek elde ettiği bütün kaynaklar %20’lik bir kesime aktarılmakta.
Ekonomik düzeni toparlamak, Türk milletinin çalışkanlığıyla mümkündür. Ancak bu çalışkanlığı ortaya çıkarmak için ne mevcut iktidar ne de muhalefet gereken adımları atabiliyor. Türk milleti zeki, çalışkan ve kendine güvenen bir millet; fakat doğru şartlar ve imkanlar sağlanmadıkça bu potansiyel harekete geçemiyor. Şu anki sistem tamamen sömürü düzenidir, kapitalizmin dayatmasıdır. Biz Zafer Partisi olarak, bu düzene karşı milletin yanında olan ve başka bir alternatif arayışı içinde olmayan bir siyasi partiyiz.
Zafer Partisi’nin ekonomik politikası, tekrar karma ekonomik sisteme geçişi öngörüyor. Devlet, yeniden devlet olduğunu gösterecek ve bu ülke 7’den 70’e tüm nüfusuyla huzur içinde yaşamaya devam edecek. Bunun için gerekli olan şey, halkımızın haykırışlarına ses verilmesi ve bizimle birlikte hareket edilmesidir.
Son dönemlerde, dünya genelinde ve coğrafyamızda yaşanan gelişmeler ışığında vatansever, Atatürkçü, milletini her şeyin üzerinde gören Türk toplumuna çağrımızdır: Hangi siyasi partiye mensup olursanız olun, ister AK Parti, ister Milliyetçi Hareket Partisi, ister Cumhuriyet Halk Partisi, bu hassasiyetleri taşıyan herkesi birlik ve beraberliğe davet ediyoruz. Bu krizlerden çıkışın tek yolu birliktelikten geçmektedir. Dini, dili, milli ya da gayrimilli fark etmeksizin, bu unsurların hepsini kendi bünyemizde toplamakla mükellefiz.
Şu anki dönemi, ikinci bir İstiklal Harbi olarak görmekteyiz ve bu süreci en iyi şekilde atlatmakla yükümlüyüz. Türk milletine çağrımız şudur: 1923’te kurulan üniter ve ulusal yapının karşısına çıkan her türlü tehdide karşı birlikte hareket etmeliyiz. Zafer Partisi’nin ideallerini ve Atatürk’ün çizdiği yolu yaşatmak adına birlik olmalıyız.”