TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder şu ifadeleri kullandı;

“Ülkemizde 11, 12 ve 13 Nisan tarihlerinde ciddi bir afet yaşandı. Zirai don tehlikesi, 36 ilde etkili olarak açıklandı. Bana göre bu durum, Akdeniz Bölgesi hariç, Türkiye'nin hemen hemen pek çok yerini kapsıyor. Zirai don denilince aklımıza üç çeşit don gelmeli. Bunu bilelim. Bunlardan birincisi hafif donlardır. Hafif don, 0 ile -2 santigrat derece arasındaki sıcaklıkları kapsar. İkincisi orta kuvvette don. Bu, -2 ile -4 santigrat derece arasındaki değerleri ifade eder. Son olarak, kuvvetli don vardır ki bu da -4 ve daha düşük dereceleri kapsar. 11, 12 ve 13 Nisan tarihlerinde ülkemizde, özellikle 36 ilimizde yaşanan zirai don, kuvvetli don kategorisine giriyor. Bu durumdan etkilenen ürün sayısı oldukça fazla. Özellikle Malatya, dünyanın kayısı şehri olarak bilinir. Malatya’da kayısıların %100’ü zarar gördü. Biliyorsunuz, kayısı %85 oranında ihracat ürünümüz. Durum böyle olunca artık kayısıyı ihraç edemez hâle geldik.

Diğer illere baktığımızda, Bursa’da özellikle İnegöl, Orhangazi, İznik gibi ilçelerde şeftali, nektarin, kivi ve zeytin gibi ürünler %85 oranında zarar gördü. Trakya ve Ege bölgelerine baktığımızda, özellikle Manisa ve Tekirdağ illerimizde bağcılık faaliyetleri neredeyse bitmiş durumda. Geldiğimiz noktada elma, patates gibi ürünlerde de sıkıntılar var. Özellikle Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde elma; Tunceli’de ise dut zarar görmüş durumda. İlimize gelecek olursak, burada da ciddi ölçüde zirai don hasarı meydana geldi. En çok meyve bahçelerimiz etkilendi. Özellikle Mihalıççık’ta kiraz üretimi tamamen bitmiş durumda. Hububat açısından ise zarar düşük oranda olsa da etkilerini sadece bu süreçte değil, önümüzdeki yıllarda da çiftçilerimiz ciddi şekilde hissedecek.

Tarımda sürekliliği sağlamak son derece önemli. Özellikle afet boyutuna ulaşan zirai don riskleri için bu durum daha da kritik hale geliyor. Neden mi? Burada şu an Armut, elma, ceviz gibi birçok ürün var. Bunlar bizim temel meyvelerimiz ve bu yıl ciddi zarar gördüler.
Bu nedenle devletin, ister havza bazlı, ister bölge bazlı, ister il bazlı bir sistemle hareket etmesi gerekir. Bizim önerimiz şu: Tarımsal afetlere yönelik bir yönetmeliğe ihtiyacımız var. Bu yönetmeliğin bir an önce çıkarılması ve uygulanması gerekiyor.
Çünkü zirai donlar hayatımızın bir gerçeği. 2014 yılında yaşadığımız don afetini, bundan 30 yıl önce yine yaşamıştık. Yani bu tür doğa olayları belirli aralıklarla tekrar ediyor.

Bu yıl don süreci 9 Nisan’da başlamış, 12-13 Nisan’a kadar devam etmiştir. Bu nedenle ciddi bir şekilde yönetmeliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Hali hazırda illerde Valilik bünyesinde bir kurul var. Ancak bu kurulun paydaşlarının genişletilmesi şart. Ziraat mühendisleri odası gibi meslek kuruluşlarının da bu sürece dahil edilmesi gerekir.

Çünkü biz ziraat mühendisleri olarak bu olayların içindeyiz. Sahada hasar tespitlerini yapacak olan da biziz. Ziraat odaları, ilgili kamu kurum ve kuruluşları bu kurulun parçası olmalıdır. Ayrıca bu kurula bir bütçe tahsis edilerek, acil durum eylem planı kapsamında hasar tespitlerinden sonra somut adımlar atılmalıdır.
Çünkü çiftçiyi ayakta tutarsak üretim olur. Üretim olmazsa ihracat da olmaz, sağlıklı beslenmemiz de mümkün olmaz. Aksi halde bu ürünleri çok daha yüksek fiyatlara tüketmek zorunda kalırız.

Öte yandan TARSİM diye bir kurumumuz var. TARSİM’den destek alabilmek için çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) üye olmak gerekiyor. Ancak birçok çiftçimiz henüz bu sisteme kayıtlı değil. Bu nedenle çiftçilerin ÇKS’ye kayıt olmaları büyük önem taşıyor.

Eylem planları hazırlanmalı, işe eğitimle başlanmalı. Ardından bütçe ve uygulamaya dönük adımlar atılmalı. Örneğin Tepebaşı bölgemizde sebzelerde önemli hasarlar oluştuğu tespit edildi. Fakat Tepebaşı İlçe Tarım’a henüz resmi bir ihbar ulaşmamış. Ancak kurum yetkilileri sahada yaptıkları incelemelerde ciddi hasarlar belirledi. Yine elimizde Sarıcakaya Beyköy’den gelen veriler var. Nar bahçeleri tamamen zarar görmüş durumda. Karaçay Mahallesi’nde ise şeker pancarı toprak altından çekilmiş; tamamen bitmiş. Bu nedenle yeniden ekim yapılması planlanıyor.

Ziraat Mühendisleri Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu olarak, tüm çiftçilerimize ve meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Çünkü bu sürecin ucu çiftçide başlar, tarlada, ağaçta başlar… Ama eninde sonunda biz tüketicilere kadar sirayet eder.”