ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir’de hobi bahçesi sahipleri eylem yaptı; "Lütfen sesimizi duyun"

Tarım alanlarına zarar verdiği gerekçesiyle yıkım kararı alınan hobi bahçelerinin sahipleri Eskişehir’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi ve “Lütfen sesimizi duyun. Bu duruma bir el koyun” dedi.

Abone Ol

Zekeriya Çallı şu ifadeleri kullandı;

"Bugün burada tüm dünya milletlerinin özgürce yararlanabildiği organik tarım bahçeleri hakkında konuşmak için toplandık. Bahçelerimizden, “Organik Tarım Bahçeleri” diye bahsettik. Çünkü bahçelerimiz bugüne kadar yanlış isimlendirilmiştir. Biz hobi amaçlı bahçe yapmadık. Hobi bahçesi ismi bizleri bahçelerimizi ve buralarda yaptığımız faaliyetleri doğru tanımlamaya yetmez. Bizler organik tarım yapabileceğimiz alanlar edindik ve buralarda organik zirai üretim gerçekleştirdik. Konuşmamın bundan sonrasında bahçelerimizden Organik Tarım Bahçeleri olarak bahsedeceğim.

Bugün burada sesimizi 100 yıllık tarihimize iz bırakan devlet büyüklerimiz ve Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün anısına 1 dakikalık saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşımızı olabildiğince yüksek sesle söylemeye davet ediyorum.

Dünyanın 100’ü aşkın ülkesinde, yüzü aşkın yıldır organik tarım bahçeleri vardır ve yasaldır. Söz konusu ülkeler organik tarım bahçelerini temel toplumsal ihtiyaçlar kategorisinde değerlendirmişlerdir. Stratejik bir gerçeklik olduğunu belirlemişler ve gerekli yasal alt yapıları hazırlayarak toplumlarının kullanımına sunmuşlardır. Ülkemizde de organik tarım bahçeleri vardır. Bunların sayısı 5 milyondan az değildir. Ancak buna rağmen ülkemizde henüz organik tarım bahçeleri ile ilgili bir yasal düzenleme yapılmamıştır.

Türkiye’mizin genelinde olduğu gibi Eskişehir’imizde de 65 bine yakın organik tarım bahçesi vardır. Maalesef yasal düzenlemeler henüz yapılmadığı için Eskişehir’imizdeki organik tarım bahçesi sahipleri çok ağır cezalar ve devlet kurumlarının verdiği yıkım kararlarıyla karşı karşıyadır. Organik tarım bahçesi sahiplerimiz ciddi sıkıntı içerisinde ve ciddi eziyet görmektedirler. 7 Ekim Pazartesi ve 10 Ekim Perşembe günü bazı organik tarım bahçelerinde bulunan yapıların yıkılacağına dair devlet kurumları tarafından gelen tebligatlar organik tarım bahçesi sahiplerimize iletilmiştir. Ayrıca elektrik dağıtım şirketi tarafından da su kuyularımızın ruhsatlarının ilgili kurum tarafından iptal edildiği gerekçesiyle aboneliklerimizin sonlandırılacağı ve elektriklerimizin kesileceğine dair tebliğler Eskişehir’imiz genelindeki organik tarım bahçesi sahiplerine gönderilmiştir. Buralardaki elektriği kesmek demek hem hak gaspı hem de bin bir güçlükle meydana getirdiğimiz ürünlerin, ağaçların ve bitkilerin öldürülmesi demektir. Bu işlemler adaletten, akıllılıktan ve vicdandan uzaktır.

Organik tarım bahçeleri sadece kuru bir yapı ve tel örgüden ibaret düşünülmemelidir. Gençlerimizin, yaşlılarımızın, çocuklarımızın, kadın-erkek milyonlarca ailemizin huzuru, hayali, emeği, ruh sağlığı söz konusudur. Ülkemizin bulunduğu ekonomik zorluklar aşikârdır. İnsanlarımız şehirlerin keşmekeşinden kaçarak bir nebze huzur ve mutluluk bulabilmek için bin bir zorlukla biriktirdikleri paralarını buralara yatırmışlardır. Organik tarım bahçelerimizle ilgili elektrik kesme ve yıkım gibi uygulamalar derhal durdurulmalıdır. Bu değerler yok edilmemelidir.

Buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanım, bizler büyük sıkıntı ve eziyet içerisindeyiz. Zulme uğruyoruz. Lütfen sesimizi duyun. Bu duruma bir el koyun.

Ve yine buradan Tarım ve Orman Bakanımıza sesleniyorum: Sayın Bakanım, lütfen bilimsellikten uzak söylemlerle göre hareket etmeyin. Söylendiği gibi organik tarım bahçeleri tarım arazilerini yok etmiyor. Bilakis organik tarım bahçesi sahipleri olarak bizler, tarlalara kıyasla zirai üretim miktarlarını 20-25 kat arttırıyoruz. Lütfen ezberden uzak, analitici düşünce temeline dayalı, bilimsellik ve çok katılımlı bir “Organik Tarım Bahçeleri Araştırma ve Değerlendirme Komisyonu” kurun.

Buradan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir GÖKTAŞ Hanımefendi’ye de sesleniyorum. Sayın Bakanım uzun yıllar Belçika’da bulundunuz. Muhtemelen Avrupa’daki organik tarım bahçeleri hakkında bilginiz vardır. Türkiye’mizde bulunan 5 milyon organik tarım bahçesi 5 milyon aile demektir. Bu sayı ile çarpıldığında ülkemizdeki organik tarım bahçeleri bu gerçekliği ortaya koymaktadır. T.C. vatandaşının ilgilendirdiği bu gerçek gibi, organik tarım bahçeleri konusu ailelerimizin ruh sağlığı için de önemli olduğunu görürsünüz. Yaşlı, hasta ve psikolojik sorunlar yaşayan ailelerin bu hayati konuda bizlerin yanında olacağınızdan eminiz.

Artan hayat pahalılığı ve bu pahalılık altında her şeye fahiş ev kiralarını düşürdüğü bir durumda aileler, sahip oldukları tarım bahçelerinde kendilerine güvenli limanlar bulmaktadır. İnsanlarımızı tarım bahçeleri vegane ikametgahları altında tutmaya sokabileceklere huzuru, refahı ve diğer insani ihtiyaçlarını organik tarım bahçesi ortamında bulabilmekte ve organik tarım bahçelerinde ürettikleri ürünlerle aile bütçelerine katkı sağlayabilmektedirler. Lütfen bu ailelerimizin yanında olun.

Buradan Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet ŞİMŞEK’e sesleniyorum: Sayın Bakanım, kaynak arayışından vazgeçin. Aradığınız kaynak biz organik tarım bahçesi sahiplerinde var. Ülkemizdeki organik tarım bahçelerinin asgari toplam değeri 147 milyar dolardır. Bizleri vergilendirin. %10 vergi demek 14.7 milyar dolarlık bir kaynak demektir. Ülke olarak etrafımız ateş çemberi ile sarılmıştır. İlerde bu paraya çok ihtiyacınız olacak. Savaş ve doğal afet hallerinde insanlarımızın barınak ve yiyecek-içecek sağlamak için kaynak sıkıntısı çekmemesiniz.

Buradan Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sesleniyorum: Sayın Milletvekillerimiz, organik tarım bahçeleri ile ilgili yasal düzenlemeler çok çok geç kalmıştır. Devletler milletleri için vardır. Mahkemelerimiz “T.C. devleti adına” değil, “TÜRK MİLLETİ” adına karar verirler. Aslolan milletimizdir. Lütfen yasa yapıcı yetkinizi kullanın ve organik tarım bahçelerini geciken yasal statülerine kavuşturun.

Son olarak Yüce Milletimize sesleniyorum: Sevgili Milletim, biliyorum, aşamayacağımız engel yoktur. Şimdi birlik olma zamanıdır. “Milletçe el ele, milletçe zafere!”