ESKİŞEHİR HABER

Eskişehir’de erken seçim çağrısı

Mehmet Ektaş, ülkenin huzur ve güvenliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede kararlılığın sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Hemen seçim ve siyasi ahlak vurgusu yaptı.

Abone Ol

Eskişehir AHPADİ Derneği Başkanı Av. Mehmet Ektaş yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

"Ülkemizin yaşadığı terör belası, emperyalizmin coğrafyamızdaki oyunlarının bir parçası olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar uzanan bir mirastır.

Cumhuriyetimizin, kurulduğu ilk günden bugüne kadar, Türk Milleti'nin egemenliğine dayanan laik, demokratik ve hukuk devleti niteliğiyle, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, ülke ve milletiyle bölünmez bütünlüğü karşı devrim saldırılarına maruz kalmıştır. Siyasal zemindeki bu saldırılar, pek çok dönemde isyanlar, kalkışmalar ve silahlı terörle desteklenmiştir.

Türk Milleti, bu isyanlar, kalkışmalar ve terör örgütleriyle yaptığı mücadelede binlerce vatandaşını şehit vermiş, yüz milyarlarca dolar harcamış, acısını yüreğine gömmüş ancak asla geri adım atmamıştır.

2015 yılından sonra, devletin tüm kurumlarının etkili ve özverili çalışmaları sayesinde, terör örgütünün beli bir kez daha kırılmıştır. Cudi, Gabar ve Kandil yerle bir edilmiş, terör örgütünün ekonomik ve siyasi kaynaklarının önü büyük ölçüde kesilmiştir. Artık terör örgütü çocukları ve gençleri kandırarak dağa çıkaramamakta, lider kadrosu ise köstebek gibi yeraltında saklanmaktadır. Saklandıkları yerlerden çıktıklarında, MİT operasyonlarıyla anında etkisiz hale getirilmektedirler.

Ancak, bu dönemde Devlet Bahçeli'nin "Terörün bittiğini ve örgütün tasfiye edildiğini tek taraflı ilan etsin. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılmalı ve bundan yararlanmasının önü açılmalı." şeklindeki açıklaması, kamuoyunda büyük şaşkınlık yaratmıştır.

PKK’nın belinin kırıldığı ve terörist başının herhangi bir af talebinde bulunmadığı bir ortamda yapılan bu çağrı, terör örgütü tarafından bir zafiyet olarak değerlendirilmiş ve fırsata çevrilmiştir. Terörist başı, kendisini siyasi bir aktör gibi konumlandırmış, Türk Devleti'ne akıl verme cüretine kalkışmış, muhalefete rol biçmiş ve milletvekillerine istikamet çizmeye çalışmıştır.

Emperyalizmin planlarına bağlı olarak, terör örgütünün talepleri; yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisinin kaldırılması ve devlet okullarında ana dilde eğitim talepleriyle iki dilli, iki uluslu ve federatif bir devletin temellerini atmayı hedeflemektedir.

PKK/YPG terör örgütü ve onların siyasi sözcüleri olan partilerin nihai hedefi Türkiye'yi bölmek ve vatan topraklarında başka bir devlet kurmaktır.

Bu amaçlarına ulaşmak için geçmişte kopardıkları küçük tavizleri şimdi ve gelecekte birleştirerek nihai hedeflerine ulaşmayı planlamaktadırlar. Güçlendikleri her dönemde tekrar silah kullanarak yeni tavizler talep edecek, biz ise geçmişte verilen ve geri dönüşü olmayan tavizlerin pişmanlığını yaşayacağız.

Türk Milleti, bu durumu geçmişte defalarca tecrübe etmiştir. Aynı yolun tekrar denenmesi hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Terörle ve teröristlerle müzakere edilmez, mücadele edilir.

Türk Milleti'ni hain Şeyh Sait'in, Seyit Rıza'nın ve teröristler Sakine ile Mahsun’un yaptıklarıyla tehdit eden; her fırsatta Türk Devleti'ni, topraklarının bir bölümünde işgalci olarak nitelendirme cüretini gösteren ve müzakere masasında anlaşma olmazsa ülkemizin bir kısmını Gazze’ye çevirme tehdidi savuran anlayışla hiçbir görüşme yapılamaz.

Meclise, milletvekillerine ve anayasal kuruluşlara çağrımız:

Terörist başıyla kurulan temas hemen sona erdirilmeli ve müzakere sürecine dönülmesine izin verilmemelidir.

Terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edilmelidir.

Terör örgütüne destek veren ve Anayasa'ya aykırı faaliyetlerde bulunan partilerin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesi harekete geçmelidir.

Terör örgütüne destek veren ve Türk Milleti'ni tehdit eden sözde milletvekilleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından derhal soruşturma açılmalıdır.

TBMM, haklarında fezleke bulunan sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırarak yargılanmalarının önünü açmalıdır.

2023 seçimlerinde milletvekilleri ve partiler, kullandıkları dil ve vaatlerle halktan oy istemiştir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, pek çok parti ve milletvekili, seçim dönemi söylemlerinin tam tersine konuşma ve eylemlerde bulunmaktadır. Bu durum siyasi ahlakla bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle, halkın karşısına tekrar çıkarak yeni söylemleri ve paradigmalarıyla destek istemelidirler. Hemen seçim yapılmalıdır."