Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi Başkan Yardımcısı Erol Dinçer şu ifadeleri kullandı:
"Son zamanlarda konuşulmayan tek konu emeklilerin durumu. Ben de derneğimiz adına sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlatmak için konuşuyorum. Ekonomi konuşulmasın diye, askerlerimizi şehit edenlere af konuşuluyor. Emeklinin durumu konuşulmasın diye, FETÖ’nün ölümü konuşuluyor. Emekli konuşulmasın diye, yeni bebek katilleri ve hastane skandalları konuşuluyor. Emekliye para verilirse enflasyon artar diyenler, 10 milyondan fazla mülteci yetmezmiş gibi, kapıları şimdi de yenilerine açarak bizim hak ettiğimiz paraları yabancılara verecekler. Bırakın cumhuriyet ikramiyesini almayı, TÜİK sayesinde hak ettiğimiz maaş zamlarını bile alamıyoruz. Sayın bakan açıkladı bu yıl sonuna kadar elektrik ve doğalgaza zam yok diye. Oysa daha birkaç ay önce %38 zam yapılmıştı.
Emekliye ve çalışanlara zam vermemek için zamları 1 Ocak’tan sonra yapacaklar. 2024 emekliler yılıydı ama bir an önce bitse de kurtulalım ve 2025 yılı gelsin. 2025 gelsin de hayırlı mı olacak göreceğiz. Emekli maaş bağlama oranları düşürülüyor. SGK’nın özelleştirilmesi konuşuluyor. Çalışma bakanımız diyor ki “nefes aldığınız sürece çalışın”. Yani çalışırken ölün de size emekli maaşı vermeyelim. Avrupa ve Amerika’nın emeklileri ülke ülke gezerken 3 harfli bir süpermarket zinciri bizim kadınlarına ve emeklilere iş vermek istiyor. Çünkü bizim paramızın yetmediğini herkes gibi onlar da biliyor. Devletimizin tüm gelirlerinin %70’ini yaşam piramitinin en üstündeki %10’a verirseniz kalan %90’ımız açlık sınırında yaşamaya mecbur bırakılırız.
Gelelim isteklerimize ve önerilerimize. Özellikle büyükşehirlerde barınma çok büyük sorun oldu. Kiralar çok yükseldi. TOKİ aracılığı ile ucuz konut yapılmalı ve emeklilere verilmelidir. Türkiye büyürken emekliler küçülüyor. Kalkınmadan pay istiyoruz. Emeklilere en az 20.000 TL seyyanen zam verilmeli ve yeni yıl zammı buna göre hesaplanmalıdır. Asgari ücret ve emekli maaşları insan onuruna yakışır olmalıdır.
Terörle yaşamaya mecbur değiliz evet doğru, ama açlık sınırında yaşamaya da mecbur değiliz.Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün dediği gibi bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlü iken çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakma hakkı yoktur.”