Eğitim İş Eskişehir Şubesi, Cumhuriyet değerleri ve eğitim hakkına yönelik tehditlere karşı net bir duruş sergileyerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Eskişehir’de düzenlenen etkinlikte konuşan Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, bağımsızlık mücadelesinin yalnızca geçmişte kalmış bir anı olmadığını, Cumhuriyet’in temel ilkelerinin bugün de korunması ve savunulması gerektiğini vurguladı.
Arslan, konuşmasında Eskişehir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki kritik rolüne değinerek, bağımsızlık mücadelesinin yalnızca cephelerde değil, eğitimde ve emekte de sürdüğünü söyledi. “Birinci ve İkinci İnönü Savaşları, yalnızca askeri zaferler değil, bir milletin inancının ve bağımsızlığa olan sarsılmaz bağlılığının göstergesiydi” diyen Arslan, Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine atıfta bulunarak “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz” ifadelerini hatırlattı.
Bağımsızlık ve emek mücadelesinin, eğitimle iç içe geçmiş bir süreç olduğuna dikkat çeken Arslan, “Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değildir. O, bir milletin bilek gücüyle, alın teriyle, emeğiyle var ettiği büyük bir devrimdir. Cumhuriyet’in temel taşı emektir; çiftçinin, işçinin, öğrencinin, öğretmenin ve bu ülkenin her bir ferdinin emeğidir” dedi.
Eğitimde Geriye Gidiş Eleştirildi
Eğitimde yaşanan dönüşümlerin, Cumhuriyet’in eğitim anlayışıyla çeliştiğini savunan Arslan, özellikle 4+4+4 sisteminin eğitimi parçaladığını ve büyük yapısal sorunlara yol açtığını ifade etti. “Bu sistem, eğitimi niteliksiz hale getirdi, çocuk işçiliğini teşvik etti ve özellikle kız çocuklarını eğitimden kopardı” diyen Arslan, son yıllarda zorunlu eğitimin “dayatma” olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
Eğitimdeki geriye gidişin en somut örneklerinden birinin Köy Enstitüleri’nin mirasına yapılan saldırılar olduğunu belirten Arslan, 1937 yılında Eskişehir-Çifteler’de açılan Köy Öğretmen Okulu’nun, Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği ve aydınlanmanın ilk adımlarından biri olduğunu vurguladı. “Köy Enstitüleri, Anadolu’nun dört bir yanına eğitim götüren, Cumhuriyet’in özgürlük ve bilgelik meşalesini yakan kurumlardı. Ancak bugün, eğitimi laik ve bilimsel temeller üzerine oturtan bu mirasa gölge düşürülmek isteniyor” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yıllarda eğitim politikalarında yaptığı değişikliklerin, Cumhuriyet’in kazanımlarını hedef aldığını savunan Arslan, “Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması, çocukların erken yaşta eğitimden kopmasına neden olacak. Eğitimi özelleştirerek, kesintili hale getirerek, devletin eğitim sorumluluğunu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Öğrencilere ve Öğretmenlere Dayanışma Çağrısı
Konuşmasında eğitimin ve emeğin önemine vurgu yapan Arslan, tüm öğrencilere, öğretmenlere ve velilere dayanışma içinde olma çağrısı yaptı. Eğitimde geriye gidişin, toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkilediğini belirten Arslan, “Bugün burada verdiğimiz mesaj nettir: Eğitim haktır, emek kutsaldır, Cumhuriyet vazgeçilmezdir” dedi.
Eğitim İş olarak, eğitimin gericileştirilmesine, piyasalaştırılmasına ve zorunlu eğitimin kısıtlanmasına karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Arslan, bu süreçte herkesin sorumluluk alması gerektiğini belirtti. Cumhuriyet’in temel değerlerinden vazgeçilmeyeceğini söyleyen Arslan, “Daha adil, daha eşit ve daha güçlü bir Türkiye için mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı.
Arslan, konuşmasını coşkulu bir şekilde tamamlayarak, “Yaşasın bağımsızlık! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın emek!” sözleriyle tüm katılımcıları dayanışmaya davet etti.