Hürriyetçi Eğitim Sen Eskişehir Şubesi Başkanı Erol Ger şu ifadeleri kullandı;

“Bizler, HÜR-SEN, Birleşik Kamu-İş, BASK, KESK konfederasyonları ve ASİM Sendikası olarak, ülkemizde tüm kamu çalışanlarının mevcut iktidar eliyle adım adım içine itildiği karanlık tabloya karşı, 8 Ocak tarihinde gerçekleştirilen basın toplantısında; milyonlarca kamu çalışanına TÜİK tarafından açıklanan sahte enflasyon verileriyle %11,54’lük sefalet artışı dayatılmasına karşı duyduğumuz tepkiyi ifade ettik. Hem yıllardır yoksulluk sınırından uzak, açlık sınırına yakın maaşlarla içine itildiğimiz yoksulluğa hem de her boyutuyla güvencesiz, anti-demokratik bir çalışma yaşamı dayatmasına karşı aldığımız ortak kararımız kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Bu dayatmaya sessiz kalınmayacağını göstermek, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli bir iş ve güvenli bir gelecek talepleriyle kamu çalışanları, 13 Ocak Pazartesi günü üretimden gelen gücünü kullanarak iş bırakmıştır.

“13 Ocak İş Bırakma Eylemimiz” tüm kamuoyunun gündemine oturmuş, eyleme katılsın ya da katılmasın tüm kamu çalışanları adına yaşanan sorunlara karşı verdiğimiz ortak mücadele desteklenmiş ve takdir edilmiştir.

Yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmedikçe mücadelemizi büyütme kararlılığımız tüm kamu çalışanlarına güven vermiştir.

İktidar ise alanlarda olanlara kulak vermek yerine, öğretmenlere eylem yapmamaları için hukuksuz yazılar göndererek korkutmaya çalışmış; kendisini eleştiren gazeteci ve siyasileri ise tutuklama yoluna gitmiştir. Çalışanlar ülkenin geleceğini düşünürken, maalesef çalışanlar ve emekliler, TÜİK’in ilginç enflasyon sepeti ve hesaplamalarıyla sürekli hak gaspına uğramaktadır.

2024 Aralık ayında TÜFE %1,03 oranında artarken, ne ilginçtir ki Ocak ayında TÜFE %5,03 olmuştur. Şubat ayında açıklanan rakamlarla görüldü ki önümüzdeki günlerde siyasi iktidarın bize reva gördüğü gelir artışı, Ocak ayında tükenmiştir.

“Sarı, sarımsı ve pembe sendikalar” ise bu durumdan memnun olacak ki hiç sesleri çıkmamaktadır. Haydi, genel merkez ve yerel yönetimler hallerinden memnundur, ya üyelerine ne demeli?
Diyelim ki “Siyasi iktidara karşı sesiniz çıkmıyor, hiç olmazsa bankaların verdiği promosyonlara bari bir şeyler söyleyin!” Ne yazık ki sendikalar bu olay karşısında da sessizliğini korumaktadır.

Her alanda güce teslim olanların yerine, “Yaşasın Hürriyet!” diyen bizler, ayağa kalkarak sizin için de haykırırız. Yeter ki köstek olmayın.

Bankalarla yapılan maaş anlaşması gereği öğretmenlere ödenen promosyon ödemelerinin 20.01.2024 tarihinde Eskişehir Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinde öğretmenlere verilen 23.500 TL’lik promosyon rakamı oldukça komik kalmıştır. Hele ilçelerde yapılan anlaşmaları dile getirmek bile istemiyoruz.

Öğretmenlerin maaşlarına yapılan zamlar, uzman ve başöğretmen unvanıyla maaşı artan öğretmen sayısının katlanmasıyla birlikte bankanın yeni bir promosyon güncellemesi yapması gerekmektedir. Başta Odunpazarı ve Tepebaşı merkez ilçeleri olmak üzere, Eskişehir ilimizdeki tüm ilçelerin anlaşmaları tekrar gözden geçirilmeli ve oluşan ekonomik koşullara göre yeniden güncellenmelidir.

Eskişehir’deki tüm eğitim çalışanlarının hak kaybı yaşamaması için, yapılan ihale sonrası imzalanan anlaşmalar ve diğer ilçelerdeki bankaların maaş anlaşmaları doğrultusunda banka tarafından ödenen promosyonların, emsal anlaşmalar göz önünde bulundurularak en kısa sürede yeniden değerlendirilip iyileştirilmesini talep ediyoruz. Bankanın güncelleme yapmaması durumunda sözleşmenin tek taraflı feshedilmesini ve yeniden ihaleye çıkılmasını İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve tüm İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinden istiyoruz.

Eskişehir’deki tüm eğitim çalışanlarını, çalıştıkları okul ve kurumlarına dilekçe vermeye ve haklarını aramaya davet ediyoruz. Yutkunmuyoruz, eğitim çalışanları için haykırıyoruz!

Eğitim çalışanları mutsuzdur. Gelirleri giderlerini karşılamadığı için mutsuzdur.
Önce il içinde yapılan norm fazlası öğretmen atamaları, ardından proje okullarına yapılacak yönetici ve öğretmen atamaları, öğretmenleri tedirgin ve umutsuz hale getirmiştir. Müdür başyardımcıları ortada bırakılmıştır.

Velilerden gelen dayanaksız suçlamalar nedeniyle öğretmenler huzursuzdur. Çocukların beyanlarıyla hareket eden veliler, çocuğun beyanı üzerine doktorlar tarafından verilen darp raporları, beceriksiz ve liyakatsiz idarecilerin öğretmenler üzerindeki baskıları nedeniyle eğitim çalışanları mutsuzdur, umutsuzdur. Ne yazık ki Milli Eğitim’deki yöneticilerimiz sadece seyirci kalmaktadır.

Sorunlarımız saymakla bitmez.
Biz, umutsuz eğitim çalışanlarına umut olmaya geliyoruz!
Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!“