Nisan ayı meclis toplantısında konuşan Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler şu ifadeleri kullandı;
“Hem sosyal medyada hem de tweetlerde süreci anlatmaya çalışıyorum. Sıkıntıları işaret etmeye çalışıyoruz. Gerçekten öngördüğümüz ve öngöremediğimiz çok şeyle karşılaşıyoruz. Bütününe baktığımızda, son sürecin kolay geçmeyeceği anlaşılıyor. 17 Nisan’da faiz artışı yaşandı. Politika faizi şu anda %46’ya yükselmiş durumda. Bu gelişmeler, ekonomik ortamı daha da zorlaştırıyor. Hem dünyada hem ülkemizde yaşanan gelişmeler iş yapmayı daha da güç hale getiriyor. Dünyadaki değişik ülkelerde de faiz oranlarında benzer hareketler var. 2013 yılından itibaren aslında alıştığımız bir sistem vardı. Biz ekonomide bir istikrar hattı oluştuğunu düşünmeye başlamıştık. İş insanı hemen adapte olur, her şeyi normal algılamaya ve değerlendirmeye çalışır. Yatırım kararları alır. Ancak bu son süreç, tüm iş camiasında ciddi bir ekonomik şok yarattı. Bunu yönetmenin de kolay olmayacağını açıkça söylüyorum.
Ülkemize güvenmek zorundayız.
Dünyada Amerika-Çin meselesi diye bir ekonomik savaş var. Bu savaştan etkilenmemek mümkün değil. ABD’deki olağanüstü ekonomik durgunluk, resesyon noktasına gelen durumlar yaşanıyor. Katar’a giden bir yönetim kurulu üyemiz var. Kendi şirketi de orada. 15 yıldır Katar’da faaliyet gösteriyor. İlk defa Katar’daki ekonomik durgunluğun bu kadar ciddi olduğunu ve sürecin olumsuzlaştığını ifade etti. Dünyanın genelinde dev ekonomiler bile zor durumda. Örneğin, bugün itibarıyla Arçelik ve Türk Hava Yolları’nın zarar açıklamaları kamuoyuna yansıdı. Bu durum, birim başı maliyetlerin artışı ve işletmelerimizin üzerindeki yükün ağırlaştığını gösteriyor. Ekipleri koruyarak giderlerimizi karşılamak zorundayız. Giderlerimiz ciddi anlamda artmış durumda. Düğmeye bastığınızda işler hemen normale dönmüyor. Ekonominin bazı gerçekleri var.
2024 ile 2025 yılları arasında işçilik maliyetlerinde yüzde 20-25 civarında bir artış yaşandığını görüyoruz. Bunu yönetmek kolay değil. Zor bir dönem ve devam edecek. Türkiye ekonomisinin 3-6 ay gibi kısa bir sürede toparlanması da mümkün değil. Ancak yapılacak başka bir şey yok. Daha anlaşılır, teknolojiyi daha yakından takip eden bir yapıya geçmemiz gerekiyor.
Enflasyon ise başlı başına büyük bir problem. Enflasyonla mücadele ediliyordu ama geldiğimiz noktada seyir daha da kötüleşmiş durumda. Paranın maliyeti inanılmaz şekilde yükseldi. Kredi faiz oranları yüzde 62-63 olarak gördüm. Bu faizle kredi alan işletme nasıl kar edecektir geri ödeyecek. Banka mevduat faiz oranları 50 bantlarında sabitlenmiş durumda. İnsanlar negatif düşündüğü için harcama yapmayacaktır.
Dünyada enteresan bir ekonomik savaş var arkadaşlar. Ülkemiz de burada kayıplar yaşıyor ve kaybettiğini tam olarak fark etmiyor. Eskiden işletmeler zarar ettiklerinde bunu hemen hissederdi, matematiksel hesaplarla bunu görebilirdi. Ancak şu anda üretim devam ederken bile batma noktasına gelen firmalarımız var ve bunu fark edemiyorlar.”