Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamayı okuyan Senem Çelik şu ifadeleri seslendirdi;
“Bugün, burada, Fernas Maden İşçilerinin onurlu direnişinin çağrısı üzerine toplandık. Soma Fernas Madencilikte, Bağımsız Maden İş Sendikası'na bağlı maden işçilerinin, sendikaya üye olmaları açıkça gerekçe gösterilerek işten çıkarılması itibariyle başlayan ve üç ana talep etrafında devam eden direnişin 52., açlık grevinin 3. günündeyiz. Eskişehir meydanlarından, Soma’dan yola çıkıp, yalın ayak yürüyerek 5 şehir arkasında, Ankara’ya direnişin umudunu ve mücadelesi taşıyan madencileri selamlıyoruz.
Bu direnişin inancını aldığı, 3 yıl önce aynı sebeplerle Ankara'ya yürüyen, Soma'lı madencilerin yaşam hakları uğruna, dönüş yolunda kaybettiğimiz Bağımsız Maden İş Sendikası genel başkanı Tahir Çetin’i, madencilerin yiğit önderi Ali Faik İnter’i ve Soma Maden Katliamında kaybettiğimiz 301 madenciyi saygıyla anıyoruz.
Ülkenin dört bir yanında, patronların, holdingçi güçlerin kar hırsı uğruna, iş sağlığı ve güvenliği olmadan, baskılarla, ölüme, temel haklarından yoksun bırakılıp sendikasız ve mevzu bahsi kölelik koşullarını kabul etmeye direnen tüm işçiler gibi Fernas Maden işçileri de sınıfımızın sesi oluyor. Bu direniş elbet madencilerin yaşam mücadelesi olarak başladı.
Fakat gelinen durum şu üç talebi yalınzca,
İSİG kurallarının tam ve eksiksiz uygulanması
Atılan işçilerin geri alınması
Ücretlerin Soma Havzası seviyesine getirilmesi olan,
yani insanca yaşamak için 52 gündür direnen madenciler şirket müdüründen milletvekillerine, gözünü kan bürümüş işçi düşmanlıklarına karşı da direniyor. Madencilerin sözlerini tekrarlıyoruz: “Madencilerin öldükten sonra değil yaşamak için direnirken yanında olun!”
Fernas direnişi neden ve nasıl başladı, madenciler neden açlık grevine başladılar, talepleri nelerdir onları ağızlarından anlatacağız. 15 Ağustos 2024 günü Bağımsız Maden İş Üyesi Durmuş Olgunsoy ve Cengiz Gürsoy, kendilerine işçileri sendikaya üye olmaya davet ettikleri için çıkış verildiği açıkça söylenerek işten çıkarıldı. Ertesi gün işyeri temsilcisi Erdinç Demirtaş, aynı sebeple kendisine yine açıkça söylenerek işten çıkarıldı. Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı, Genel Sekreteri, Örgütlenme Uzmanı ve işten çıkarılan üç işçiden oluşan heyet, işyeri müdürü Serkan Güncü ile görüşmek üzere işyeri önüne gitti. Serkan Güncü görüşmeyi kabul etmedi.
Bunun üzerine sendika Heyeti; Akhisar Kaymakamlığı, Soma Kaymakamlığı, Akhisar Belediye Başkanlığı, Soma Belediye Başkanlığı, Soma İlçe Jandarma Komutanlığı, Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Manisa Valiliği ile görüşmeler yaparak sendikal sebeple işten çıkarılan işçilerin işe iadesi konusunda arabuluculuğa davet etti.
Ferhat Nasıroğlu’na da hem TBMM ofisinden hem resmi e-posta adresinden hem de sosyal medya hesapları üzerinden durum anlatıldı ancak kendisi dönüş yapmadı. 26 Ağustos günü sendika Heyeti gün boyu Serkan Güncü ile görüşme talebiyle işyerinde bekledi ancak dönüş yapılmadı. Manisa CHP Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun işletme müdürü Serkan Güncü ile görüşmesinde Serkan Güncü, işçilerin sendikaya üyelik yaptıkları gerekçesiyle atıldığını kabul etti.
Akşam saatlerinde vardiyaya gelen işçiler servislerden inerek işten atılan arkadaşlarına destek verdi. Aynı zamanda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ücret konularında sorunlar yoğunlaştığı için diğer işçilerin de işten kaçınma hakkını kullanarak katılmasıyla işler yavaşladı.
52 gün boyunca karşılanması gereken 3 temel talep için işyeri önünde, Soma merkeze, Ferhat Nasıroğlu’nun Bodrum’daki oteli önünde, şirketin genel merkezi önünde direnen, direnmeye çalışan madencilere karşı ise sürekli barikatlar ve kolluk çıktı. Savcı, hakim, kaymakam, vali, polis, jandarma ve milletvekili patrona el öpüp madencilerin taleplerine üç maymunu oynamakta kalmayıp, adeta madencilerin hak ettiklerinin kölelik olduğunu yinelediler.
Madencileri yasaklarla, gözaltılarla, işkencelerle ve adli kontrol tedbirleri ile direnişlerinden vazgeçirmeye çalışanlar işyerinde kanun tanımayan, anayasamızın 51. Maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 118. Maddesini açıkça ihlal eden, Mecliste kanun yapma görevi olan patron Nasıroğlu’na dokunmaya cesaret edemediler.
Madenciler doğrudan muhataplarının karşısına çıkmak için yalınayak Ankara yoluna çıktılar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı, Enerji Bakanlığı’nı ve TBMM’de karşılarına çıkacak, sorunlarını çözecek bir muhatap aradılar. 13 gündür Ankara'da Kurtuluş Parkı'nda direnişe devam eden ve Enerji Bakanlığı’na yürümek isteyen madencilerin yolunu, kolluğun kesmesi üzerine, madenciler oldukları yerden hareket etmeden, çözüm gelene kadar kimseyle konuşmama ve açlık grevi kararı aldılar. Kamuoyunu sesleri olmaya davet ettiler.
Açlık grevlerinin ikinci gecesinde, Kurtuluş Parkı'ndaki nöbete saldıran polis açlık grevindeki tüm madencileri ve sendika yöneticilerini gözaltına aldı. Madencilerin en temel anayasal taleplerini karşılamayan, madencileri görmeyen, Bağımsız Maden İşçileri sendikasını kriminalize etmeye, marjinal göstermeye çalışan patron vekil ve devlet yetkililerine karşı madenciler ve madenciler etrafında kenetlenen kamuoyuna da gözdağı vermeye çalışıyorlar.
Bizler madencilerin memleketin dört tarafında yankılanan sesi olacağız dedik. Madenciler kazanana kadar onların iradesini sahipleniyor ve direnişe güç katmak için memleketin dört bir yanında meydanları dolduruyoruz. İşçi sınıfının mücadelesinin, direnişinin ısrarcısı olan, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş cinayetlerinin engellenmesi için mücadele veren bütün direnişleri, Polonez işçilerini, Mkb Rondo Direnişini, Tarkett direnişini, As Plastik işçilerini ve Özel Öğretmen Sendikasının direnişini selamlıyoruz. Bir kez daha hatırlatıyoruz ki: Fernas maden işçisi yalnız değildir. Eskişehir halkı direnen madencilerin yanındadır!