Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nursel Şurabatır şu ifadeleri seslendirdi:

"Tepebaşı İlçesi Atalan Mahallesi ve Mihalgazi İlçesi Alpagut Mahallesi mevkiinde, Cengiz Holding’in şirketi, siyanürlü altın ve gümüş madeni açmak için harekete geçmiş; yerel seçim öncesi ÇED olarak bilinen Çevresel Etki Değerlendirme başvurusunu geri çekmişti. Şirket, 1 Temmuz 2024’te, ÇED başvuru dosyasını Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne teslim etti. Teslim ettikten 5 gün gibi kısa bir sürede başvuru uygun bulundu ve Bakanlığın sisteminden duyuruldu. Halkın Bilgilendirme Toplantısı'nın 15 Ağustos 2024’te olacağı ilan edildi.

Başvurusu yapılan maden sahasının toplam ruhsat alanı 2740 hektardır. 15 yıllık olarak planlanan projede yılda 12 milyon ton kazı yapılacak ve patlatmalı açık ocak işletmeciliği, aynı İliç’te olduğu gibi siyanürlü yığın liç yöntemi kullanılacaktır. Bu bölge, Orta Sakarya Havzası’nda ve Sakarya Nehri’ne sadece 4 km uzaklıkta, verimli toprağı ile İç Anadolu’nun Çukurovası olarak anılan, dört mevsim narenciye dahil çok çeşitli sebze ve meyvenin yetiştiği bir bölgedir. Bölge ülkenin narenciye ve sebze ihtiyacının %20’sini karşılamaktadır. Yılda en az 2 ila 4 kez ürün alınabilmektedir. Ülkemizde Iğdır’la birlikte mikroklima özelliği olan iki bölgeden biridir.

Proje sahasında 28 endemik bitki türü, 61 omurgalı tür ve 128 kuş türü bulunmaktadır. Proje sahası, birinci derece arkeolojik sit alanına 220 metre mesafededir. Proje sahasının %65’i ormanlık arazidir. Kısaca söylemek gerekirse, ormanları, tarım alanları, meraları, akarsuları ve kültürel zenginliğiyle, şehrimizin ve ülkemizin gözbebeği olan bir bölgede ağaçlarımız kesilecek, ormanlarımız ve tarım arazilerimiz yok edilecek, sondajlar, patlamalar ve işletme için kullanılacak milyonlarca ton su nedeniyle su kaynaklarımız kuruyacak, tarım, hayvancılık ve arıcılık yok olacak. Binalarımız hasar görecek, temiz havamız yerini toza bırakacak, yüzyıllardır bu topraklarda üreten halkımız çaresizce köylerinden göç etmek zorunda kalacaktır.

Anadolu’nun asıl hazineleri olan endemik bitki türleri yok olacak, bölgede yaşayan hayvanlar yaşam alanlarını kaybedecek, ekosistem onarılmaz hasar alacaktır. Sakarya Nehri’ni de besleyen yeraltı sularına siyanür karışarak, solunum, cilt teması veya bulaştıkları içme ve kullanma suları ve besin yoluyla vücuda girecektir. Ağır metaller ve siyanür kan hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar, bebeklerde bedensel ve zihinsel gelişme geriliği ve cilt, prostat, karaciğer, mesane, böbrek, akciğer gibi çeşitli kanserlere neden olacaktır. Ayrıca, sondaj, patlatma ve taşıma sırasında oluşacak toz da amfizem, silikozis, KOAH ve kanser gibi akciğer hastalıklarına yol açacaktır.

Cengiz Holding’in başlattığı Alpagut-Atalan Maden projesi de diğer yağma projeleri gibi şehrimizi ve yaşamımızı tehdit etmektedir. Faaliyet yürüten şirketlerin tek bir kuruş vergi ödemedikleri ve karlarına kar katarken doğayı ve yaşamı nasıl hiçe saydıkları tüm kamuoyu tarafından bilinen bir gerçektir. Kaz Dağları’nda da dediğimiz gibi, toprağın üstü, altından daha değerlidir.

Siyasi iktidar, kısa vadeli çıkarlar uğruna yerli ve uluslararası maden şirketlerinin bu toprakların zenginliklerini yağmalamasına ve yaşam alanlarımızı yok etmesine göz yummaktadır. Ayrıca İliç’te yaşanan katliamda görüldüğü gibi, maden şirketlerinin sorumluluklarını örtbas etme çabasındadır. Ülkenin doğal zenginliklerini yerli ve yabancı şirketlerin talanına açarken, doğal kaynakların kamu eliyle, insan ve çevre yararını gözetecek şekilde işlenmesini bir kez bile gündemimize almamız gerekmektedir.

Eskişehir Çevre Derneği, Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu ve Eskişehir Kıymetlidir Platformları olarak bizler, bu topraklarda yaratılan yıkımın mağdurları; ormanları, dereleri, yaşam alanları bu şirketlerin anormal kar hırsı uğruna gasp edilen bu toprakların asıl sahipleri olarak Alpagut-Atalan’da doğanın ve yaşamın talanına izin vermeyeceğiz!"