Eskişehir Hayvan Hakları Platformu adına konuşan Yerel Hayvan Koruma Görevlisi Esen Ünverdi şu ifadeleri kullandı:

“Biz, Eskişehir'deki ve Türkiye'deki tüm hayvanseverler, devletimizin daha iyi ve daha yapıcı çözümler bulacağına inanmak istiyoruz. Şu an bu yasa tasarısı yüzünden kötü niyetli insanlar silahlar, sopalar ve zehirlerle sokaklara dökülmüş canlarımızı, yani bizim çocuklarımızı öldürüyorlar. Devlet, ülke topraklarındaki tüm canlıları, ağaçlar da dahil, korumakla yükümlüdür. Öldürmek ya da öldürmeye teşvik etmekle değil! Bizim vekillerimiz bizi temsil ediyorsa, bizi görmezden gelemez! Köpeklerimizin, kedilerimizin, 81 ilin tahminen 25’inde (1390 belediyenin 237’sinde, yasal zorunluluğu olan 494 belediyenin 189’unda) bulunan barınaklara sığdırılması mümkün değildir.

Eskişehir'de 14 ilçe, 15 belediyede toplamda sadece 2 bakımevi var. Bu yasanın ölüm yasası olduğu aşikârdır. Yaşlı, engelli ve hasta kedilerin, köpeklerin yavru da olsa öldürüleceğini söylüyorlar. Biz o canlar için veterinerlere ne paralar döktük, iyi olsunlar diye. Devletin mi buna gücü yok! Barınaklar, bu köpekleri öldürmek için değil, aşılatmak, kısırlaştırmak ve tedavi etmek için kurulmuştur. Köpekleri, Güvenli Sokaklar sayfası ve bazı profiller canavar gibi gösterirken, Güvenli Sokaklar sayfasını kuran kişinin cins hayvan satışı yapmasına neden tepki verilmiyor? Ayrıca kedileri hangi mazeretle bu yasaya dahil ettiğinizi anlayamadık. Kedilerin ne zararı var insana, bunu açıklar mısınız? Bu ülkede ekonomi başta olmak üzere bir sürü sorun varken, bu konunun sürekli olarak gündeme getirilmesini anlayamadık! Hayvanlar ve barınaklar için ödenek yok denildi; şimdi çok kısa bir süre içinde barınakların çoğaltılacağından bahsediyorlar. Hani ödenek yoktu! Varsa bu ödeneği barınaklardan önce kısırlaştırmaya ve aşılamaya ayırın!

Barınaklara hayvansever çalışanlar aldırın. Her mahallede barınakla iletişimde olan bir hayvan hakları sorumlusu ve ekibi olursa, sorunlar hayvanseverlerle birlikte kısırlaştırma seferberliği başlatılarak çözümlenebilir. Sahiplendirmeleri de bu sorumlularla beraber daha etkin yapılabilir. Madem sahipsiz köpekler sahiplendirilsin istiyorsunuz, çoğumuz apartmanlarda yaşıyoruz. Kedi, köpek kabul etmedikleri için karşıt görüşteki yer sahiplerine, komşulara ihtar çekin. Mamalara vergi eklemeyin.

Devlet olarak sahiplendirmeye destek olmak istiyorsanız, depremde arama kurtarma çalışmaları için, polislerin aramalar için eğittiği köpekleri yavru sokak köpeklerinden yetiştirip eğitin. Unutmayın, siz kedileri de yasaya dahil ettiniz ama Hz. Muhammed’in kedisi Müezza’nın nesli bu yasa geçerse hepinizin sonu olacaktır. Ve yine unutmayın, Yedi Uyurlar’ın bekçisi olan Kıtmir köpeğin onları nasıl koruduğunu unutmayın. Bizi koruduğu gibi… Depremi bize haber veren köpekleri unutmayın. Bizim için Hz. Muhammed’i kurtaran örümcek bile değerliyken, kedi bakmak dinimizce sünnetken, siz Müezza’lara, Kıtmir’lere nasıl ölüm emri verirsiniz? Kuşların cıvıltısıyla uyanmasak, ne kötü başlardı günümüz, değil mi? Hatalarımızı daha büyük hatalarla kapatmaya çalışmamalıyız. Bu teknoloji çağında çözüm diye önerilen çözümsüzlükleri tarih yazacaktır.”

Editör: Akif Yer