Şu anda meclis komisyonunda sokak hayvanları, özellikle de köpeklerin uyutulması (öldürülmesi) ya da sağ bırakılması konusu tartışılıyor. Tartışıldıkça mevcut yönetim teklifini yumuşatma yoluna gidiyor. Sonuç ne çıkar tam bilinmiyor. Ama AKP hükümetlerinin şu ana kadar uyguladığı genel politikalara bakıldığında birtakım kelime oyunları yaparak istedikleri sonucu alacaklarını düşünüyorum. Sonuçta cumhur ittifakı oyları yetiyor. Muhalefet ne derse desin pek geçerliliği olmuyor.
Kişisel görüşüm, belediyeler ve valiliklerin birlikte hareketi ile önce sokakta yaşayan köpek sayısı belirlenmeli. Sonra büyük çaplı kısırlaştırmalara başlanmalı. Bu da en azından bir süre için devamlı yapılmalı. Veterinerlerden destek alınmalı. Kısırlaştırma işleminin kolay yöntemleri de var. Örneğin, kadınlardaki rahim içi araç uygulaması (spiral) gibi dişi köpeklere kolaylıkla yerleştirilebilir. Köpeklerin 6 ayda bir hamile kalma şansı olduğu ve çoklu doğum yaptıkları için kısırlaştırma işlemi sürekli hale getirilmeli. Sahiplenilen köpeklere mutlaka kimlik çıkarılmalı ve sahibi bu kimlikte belirtilmeli. Bunun için kurulan ekiplerle sık sık denetlenmeli. Dışarıya terk edilen hayvanların sahiplerinden hesap sorulmalı ve gerekli cezalar uygulanmalı. Yine sahipli hayvanların gezdirilirken oluşturdukları atıklardan sahipleri sorumlu tutulmalı. Hayvan satışı engellenmeli. Hele hele ithal hayvanların piyasaya çıkarılıp satılması kesinlikle engellenmeli.
Devlet kanalıyla hayvan hastaneleri açılmalı. Sokak hayvanları toplatıldıktan sonra hasta ve tedavisi mümkün olmayacak derecede olanları ve saldırgan olanları, tedaviye yanıt vermiyorsa, uyutulabilir. Ama bunun inisiyatifi tarafsız veteriner hekimlere bırakılmalı. Kanunu hiçbir suistimale meydan vermeyecek şekilde çıkarmak gerek. Yoksa kişilerin inisiyatifinde olursa barınağa alınan hayvanların çoğunluğu öldürülür.