ESKİŞEHİR HABER

Ceren Kökoğlu: "Yoksulluk sermaye yanlısı politikaların kaçınılmaz sonucudur"

Ceren Kökoğlu: "Yüksek zamlar, enflasyon, geçinemeyecek kadar düşük ücret kader değildir. Yoksulluk sermaye yanlısı politikaların kaçınılmaz sonucudur. Sorumlusu da kapitalizm ve iktidarıdır."

Abone Ol

Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu şu ifadeleri kullandı;

"1 Mayıs işçi sınıfı ve emekçilerin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Kapitalist sömürü düzeni içinde, üreten işçi sınıfı her gün daha fazla yoksullaşırken, sömürücüler servetlerine servet katmaya devam ediyor.

1 Mayıs’a ağırlaşmış iş ve yaşam koşulları içinde gidiyoruz. Milyonlarca emekçi açlık sınırının altında, milyonlarcası da yoksulluk sınırının yarısı kadar ücretlerle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Emekliler açlık sınırının yarısı kadar bir ücretle yaşama tutunmaya çalışıyor. Milyonlarca işsiz kendi kaderine terkedilmiş durumda. Sermaye ve iktidarı yağma, kâr ve rant düzenini rahatlıkla sürdürebilmek için sürekli yeni saldırı politikaları hazırlıyor. 2024 Bütçesi, Orta Vadeli Program (OVP) ve 12. Kalkınma Planında işçi sınıfı ve emekçiler için yine yoksulluk, yine işsizlik ve ağır sömürü var.

Halkın cebinden hortumladığı her kuruşu büyük sermayeye aktaran siyasi iktidar emeklilere ve emekçilere gelince ‘kasada para yok’, ‘sabredin’, ‘enflasyon gerileyince size sıra gelecek’, ‘ne verirsek verelim zaten eriyor’ demeye devam ediyor. Hakları daraltan, örgütlenme hakkını zorlaştıran, kıdem tazminatına göz koyan, grev ve TİS ve Kamu Personel Rejimi yasalarında patronların yararına değişiklikler yapmakta olan iktidar, alın terinin karşılığını isteyen, yasal haklarını kullanmak isteyen emekçilere polis ve asker şiddeti uygulamaktan çekinmiyor.

Yüksek zamlar, enflasyon, geçinemeyecek kadar düşük ücret kader değildir. Yoksulluk sermaye yanlısı politikaların kaçınılmaz sonucudur. Sorumlusu da kapitalizm ve iktidarıdır.

ARTIK YETER!

Bölgemiz ve dünyada halkların varlıklarına el koymak için birbirleriyle olan rekabeti bölgesel savaşlara dönüşen emperyalistlerin kâr hırsının faturasını yoksul emekçiler çekiyor. Milyonlarca insan savaşlar, açlık ve yoksulluk nedeniyle göç yollarında. Ülkemizi yönetenler de bu paylaşım savaşından pay kapma telaşına düştü. Savaş bölgelerine İHA’lar, SİHA’lar satılıyor ve sınır ötesi operasyonlarla bölge barışını tehdit etmeye devam ediyor. Türkiye bölge jandarması haline getirilmeye çalışılıyor. İsrail’in on binlerce Filistinlinin ölümüne yol açtığı katliamı karşısında sadece timsah gözyaşları döken ancak alttan alta Siyonist İsrail’e çelik, yakıt, yiyecek taşıyan gemilerle ticaretin sürmesine izin veren AKP iktidarı, halkı da markalı içecekleri boykot etmeye sevk ederek oyalıyor. Bu ikiyüzlü bir politikadır.

İşçiler ve emekçiler bu sömürü ve ikiyüzlülük düzenine karşı mücadele etmeye devam ediyor. İşte Özak işçileri, Belediye, Agrobay, Fırın işçileri, Çaykur İşçileri, kamu işçileri. İşte özel okul öğretmenleri, kamu emekçileri, toprağını, doğasını savunan köylüler, çocuklarına okullarda bir öğün ücretsiz yemek için mücadele eden anneler, şiddete, cinayetlerin artışına karşı ses çıkaran kadınlar, işte parasız bilimsel ve laik eğitim için mücadele eden gençler… Ve işte kayyumlara karşı demokratik hakları için mücadele eden Kürtler…

Yerel seçimlerde iktidarın aldığı hezimet bu baskılara, yoksullaştırma siyasetine, adaletsizliğe, şiddete, taleplerini seslendiren herkese yapılan hakaretlere karşı halkın birikmiş tepkisinin ürünüdür. Halk iktidara ‘dur’ demiş ve onu ‘topal ördek’ haline getirmiştir. 1 Mayıs’a yerel seçimlerde de açığa çıkan bu enerji ve değişim isteğiyle gidiyoruz.

Sömürüye ve baskıya karşı sesimizi yükseltmek;

Birleşe birleşe kazanmak; Yolumuzu mücadele ile açmak için;

Gücümüzü ve kararlılığımızı göstermek için birleşiyoruz!

Çünkü 1 Mayıs her yerde sermayeye onun iktidarına karşı gücümüzü, birliğimizi ve dayanışmamızı göstereceğimiz gündür.

Hayat pahalılığına, sömürüye, yoksulluğa, baskılara ve saldırılara son vermek için,

İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak için,

Sendikal hak ve özgürlüklerimizi kazanmak için,

Gelirde adalet, vergide adalet, eşit işe, eşit ücret için,

İş cinayetlerinin son bulması, çocuk işçiliğinin yasaklanması için,

Bağımsız demokratik yargı ve adalet için,

Bölgede barış, Türkiye’de demokratik haklar ve özgürlükler için

Haydi; fabrikalardan meydanlara 1 Mayıs’a!"