Saadet Partisi eski milletvekili Cafer Güneş şu ifadeleri kullandı;

“Saadet Partisi olarak kısa bir süre önce büyük kongremizi gerçekleştirdik. Yeni genel başkanımızla birlikte yeni bir vizyon ortaya koyduk: Yeni Nesil Siyaset. Bu çerçevede, teşkilatlarımızın belirlediği 3, 6, 9 ve 12 aylık yol haritasını hayata geçireceğiz.

İlk 3 ayda 973 ilçenin üçte birinde, ikinci 3 ayda üçte ikisinde, üçüncü 3 ayda ise tamamında aktif çalışmalarımız olacak. Ardından iftar programları, genişletilmiş il divan toplantıları ve büyük halk buluşmaları düzenleyeceğiz. Saadet Partisi, şu anda yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da güçlü bir şekilde teşkilatlanmış durumda. Bizler, kendimizi Türkiye’ye karşı sorumlu hissediyoruz. Mecburuz, insanımıza hizmet etmek zorundayız. İnancımız gereği biliyoruz ki, Cenab-ı Allah dünyadaki tüm insanlara yetecek kadar rızık vermiştir. Bizden istediği ise bu nimetleri adil bir şekilde bölüştürmektir. İşte bu yüzden yöneticilere, hükümetlere ve devletlere ihtiyaç vardır.

Eğer bir gün hükümet olursak, temel önceliğimiz adalet ve eşitlik olacaktır. Çünkü gerçek kalkınmanın ve huzurun yolu budur. Şunu unutmayalım ki, insanlar kıyafetleriyle karşılanır ama konuşmalarıyla uğurlanır. Bugün hükümet yetkililerinin arabaları, makamları, kıyafetleri gayet şatafatlı ama konuştuklarında insanları uzaklaştırıyorlar. Oysa biz ayrıştırıcı bir dil yerine, birleştirici bir dil kullanmalıyız.

Öyleyse siyaset sahnesinde üslubumuzu gözden geçirelim. Particiliği bir kenara bırakalım. Belediye başkanının da, hükümetin de bir partisi olmamalı. Herkes için hizmet etmeyi esas almalıyız.

Yunus Emre ne diyor. “Söz ola, kestire başı; söz ola, dindire savaşı. Söz ola, ağulu aşı, bal ede, yağ ede.”

Öyleyse hakaretten, kırıcı söylemlerden vazgeçelim. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve hepimizin insanca yaşama hakkı var. Biz Saadet Partisi olarak 10-20 yıllık bir hareket değiliz. 56 yıllık bir geçmişimiz var ve bu süre boyunca hep adil, hakkaniyetli bir siyaset izledik.

İki temel düsturumuz var. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamak. Kimse hakarete uğramak istemez, o halde biz de başkasına hakaret etmeyeceğiz. Doğruyu söylemek ve doğruyu yapmak. Aleyhimize bile olsa gerçeği savunacağız, yanlışın yanında durmayacağız.

Eğer bu prensiplerle hareket edersek, ülke olarak çok büyük adımlar atmamız mümkündür. Hazreti Ömer’e halifelik teklif edildiğinde, şöyle demiştir. “Benim helak olmamı mı istiyorsunuz? Çünkü bu çok ağır bir sorumluluktur.”

Bunun üzerine Hazreti Ebubekir de şu önemli tespiti yapmıştır. Göreve layık olduğu halde kabul etmeyen de göreve layık olmadığı halde makam peşinde koşan da helak olur.

Bizler, siyaseti bir rant kapısı olarak değil, bir hizmet makamı olarak görüyoruz. Bugün okullarda ve üniversitelerde ekonomi şu şekilde öğretiliyor:

Kıt kaynakların, sonsuz insan ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Oysa bizim inancımıza göre kaynaklar kıt değildir. Allah’ın nimetleri sınırsızdır. Ancak ihtiyaçlarımızı sınırlı tutmak ve adil bir paylaşım yapmak zorundayız.

Bugün dünya üzerindeki büyük devletler, kaynakları adil bir şekilde paylaşmak yerine, savaşlar ve sömürü yoluyla kendilerine aktarıyorlar. Bizim hayalimiz ise önce Türkiye’de, sonra bölgede, ardından tüm dünyada huzur ve adaleti sağlamak.

Merhum Erbakan Hocamız hep derdi.’Hayali olmayanın gerçeği olmaz. Bizim hayalimiz, yaşanabilir bir Türkiye, güçlü bir bölge ve adil bir dünya inşa etmek.

2025 yılı bütçesi açıklandı. Ve 1 trilyon 950 milyar TL faize ayrıldı. Size birkaç örnek vereyim. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yıllık bütçesi 39 milyar TL. Türkiye, sadece 7 günlük faiz ödemesiyle Antalya’nın tüm yıllık bütçesini ödüyor. Trabzon’un belediye bütçesi 13.7 milyar TL. Türkiye 2.5 günlük faiz ödemesiyle Trabzon’un tüm bütçesini harcıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi 151 milyar TL. Türkiye’nin sadece 28 günlük faiz ödemesi, Ankara’nın tüm yıllık bütçesi kadar!

Şimdi soracaksınız. Peki siz iktidar olsanız, faiz ödemelerini ne yapacaksınız?” Buna cevabım net. Üretim ekonomisini devreye sokacağız. Ekonomiyi dış borç ve faiz kıskacından çıkarıp, üretime ve kalkınmaya dayalı bir modele geçireceğiz.
Türkiye’nin kaynakları var. Ama bu kaynakları adil paylaşmamız, israfı önlememiz ve halkın refahı için kullanmamız gerekiyor. Bizim hayalimiz, adil bir Türkiye, huzurlu bir bölge ve barış dolu bir dünya. Saadet Partisi olarak bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz.”