İstanbul’daki özel hastanelerle ilgili bebek ölümleri ve buna neden olan organize çeteler son günlerde gündemde yer alıyor.

Yaklaşık 1,5 yıldır savcının önünde olan bu konulara rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir önleyici tedbir alınmamış ve bu durum devam etmiştir. Her şey, savcının tehdit edilmesiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Bugün itibarıyla 10 özel hastane kapatıldı. Ancak, bu durum sadece İstanbul ile sınırlı mı, yoksa diğer illerimizde de benzer vakalar var mı? Bu durum mutlaka detaylı bir şekilde araştırılmalıdır.

Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri denetliyor; ancak denetimler yalnızca polikliniklerin metrekaresi, içindeki malzemeler, tuvaletler gibi fiziksel unsurlara odaklanıyor. Yapılan muayene ve tedavilerin niteliği ise denetim kapsamına alınmıyor. Özellikle yoğun bakımlarda, SGK’nın yüklü miktarlarda ödeme yapması nedeniyle hastalar yoğun bakım ünitelerine yönlendiriliyor.

Geçmişte Eskişehir’de sadece bir tane özel hastane vardı ve bu hastane zorlukla ayakta kalabiliyordu. SGK anlaşmaları başladıktan sonra ise bir anda hastane sayısı beşe çıktı ve her biri SGK’nın katkısıyla faaliyetlerine devam ediyor. Öte yandan Şehir Hastanesi, Yunusemre Devlet Hastanesi ve Tıp Fakültesi de tam kapasiteyle çalışıyor. Nüfus artmasına rağmen, hastanelere yapılan başvuru sayıları eskiye oranla çok daha fazla artmış durumda. Aile hekimlikleri de bulunmasına rağmen, hastalar bu kurumlara uğramadan doğrudan hastanelere başvuruyorlar. Oysa kanuna göre, acil durumlar dışında aile hekimine uğramadan hastaneye başvurulmaması gerekiyordu. Ancak, siyasi kaygılar nedeniyle bu kural uygulanamıyor ve aile hekimlikleri genellikle sadece reçete yazmak için kullanılıyor.

Sağlıkta dönüşüm olarak adlandırılan bu sistem, SGK’yı ciddi mali zararlara uğratmıştır. Daha önce SSK’nın borçları nedeniyle eleştirilen dönemle kıyaslandığında, bugünkü SGK borçları çok daha fazladır.

Özel hastaneler tamamen ticari amaçlarla faaliyet göstermektedir ve tek amaçları para kazanmaktır. Çalışan doktorların hastaneye ne kadar kazandırdığına bakılıyor ve çalışanlara, deneyimli olsalar bile asgari ücret veriliyor. Bu durum, deneyimli hemşirelerin ve sekreterlerin daha iyi gelir sağlayacak işlere geçmesine neden oluyor. Bu nedenle hastanelerde genellikle deneyimsiz personel çalışıyor ve işler bu şekilde yürütülüyor.

Sonuç olarak, özel hastaneler elbette gerekli; ancak iyi denetlenmeleri şarttır. SGK anlaşmaları kaldırılmalı ve devlet bu hastanelere ödeme yapmaktan vazgeçmelidir. Böylece niteliksiz özel hastaneler kapanacak, kaliteli ve düzgün olanlar devam edebilecektir. Zaten vatandaş, SGK’nın ödediğinin kat kat fazlasını ek ödeme olarak yapmaktadır.