Eskişehir Valilik Meydanın'da düzenlenen programda konuşan Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Bayram Bingöl şu ifadeleri kullandı:

Bugün burada, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı coşkuyla kutlamak için toplandık. Cumhuriyet’in ilanının üzerinden tam 101 yıl geçti. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bağımsızlık ve özgürlük uğruna verdikleri mücadele, bugün bizlere Cumhuriyetimizin ışığını taşımaktadır. Bizler bu emaneti yaşatmak, korumak ve gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakmak zorundayız.

Ancak ne yazık ki, ülkemiz bugün Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesinden uzaklaşmış, ekonomik sıkıntılarla boğuşan, adalete ve huzura hasret bir hale gelmiştir. Halkımız her geçen gün artan hayat pahalılığı altında ezilmekte, işsizlik ve yoksulluk sorunu giderek derinleşmektedir. Ülkemizi refaha, huzura ve gelişmişliğe kavuşturmak amacıyla kurulan Cumhuriyet, bugün bu temel değerlere aykırı uygulamalar ve kararlarla yıpratılmaktadır.

Sayın Devlet Bahçeli geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, 'Bugün Cumhuriyet’i yıkmak isteyenlerle mücadelemiz sürüyor' diyerek Cumhuriyet’in yıkılmaya çalışıldığını vurguladı. Ancak Sayın Bahçeli’ye şunu sormak gerekiyor: Cumhuriyet’in temellerini atan, bu ülkeyi bağımsız bir ulus olarak dünyaya tanıtan iradeyi korumak için iktidarın yanlış uygulamalarına göz yummak, Cumhuriyet’e hizmet midir? Yoksa bu ülkenin kuruluş değerlerine zarar veren bir anlayışın parçası olmak mıdır? Cumhuriyet’i yıkmak isteyenlere karşı mücadele ettiğini söyleyenlerin, ülkenin adaletini, özgürlüğünü ve halkın iradesini baskılayan uygulamalara karşı sesini yükseltmesi gerekmez mi?

Öte yandan Sayın Özgür Özel de 'Cumhuriyet’in kazanımlarını koruyacağız, onun aydınlık yolundan asla ayrılmayacağız' diyerek Cumhuriyet’e sahip çıkma mesajı verdi. Ancak muhalefetin bu mesajları, halkın refahına, adaletine ve demokrasiye dair kalıcı çözümler sunmadıkça, kuru bir söylemden öteye geçememektedir. Halkın sorunlarına gerçekçi çözümler üretmeden Cumhuriyet’in aydınlık yolundan bahsetmek, Cumhuriyet değerlerine olan bağlılık değil, maalesef halkın beklentilerine cevap verememektir.

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir ruh, bir idealdir. Cumhuriyet’in gerçek anlamı, halkın kendini özgürce ifade edebilmesi, fırsat eşitliğinden faydalanabilmesi ve adaletin, kalkınmanın, refahın herkes için erişilebilir olmasıdır. Ne yazık ki bugün bu idealleri zedeleyen yanlış politikalarla karşı karşıyayız. Bizler, Cumhuriyet’in bu ideallerine sahip çıkarak, ülkemizi huzur, adalet ve refah dolu yarınlara ulaştırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun! Atatürk’ün bize bıraktığı emanetin bilinciyle, ülkemizi daha iyi bir geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışacağız. Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Türk milleti!"