AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, şu yazılı açıklamayı yaptı:
"Sözcü Gazetesi'nin 12.10.2024 tarihli nüshasında yayınlanan ve “Saray danışmanı AKP’li vekile yeni iş bulundu” başlığıyla servis edilen haberde kullanılan resim şahsıma ait olup, habere konu olan eğitimle hiçbir ilişiğim bulunmamasına rağmen, Sözcü Gazetesi tarafından ilgili haberde şahsım açıkça hedef gösterilmiştir. Başından beri bilinçli bir şekilde yürütüldüğüne inandığım bu karalama kampanyasına karşı, sadece hukuki bir süreç yürütmek istemekteydim. Zira iktidar partisi vekili olarak, ülkede bunca acı gündem varken gerçek sorunlara çözüm arayışlarını gündeme almayı tercih etmekte; sanal gündemlerle kamuoyunu meşgul etmekten kaçınmaktaydım. Ancak mesele, yerel medyada ve bazı çevrelerce kendi ideolojik propagandalarına araç olarak kullanılmakta ve gündemler suistimal edilmektedir. Bu nedenle, basın etiğinden ve insani ilkelerden uzak bir habercilik anlayışı sergilense de Eskişehirli hemşehrilerimin ve kamuoyunun hakikate ulaşma hakkına duyduğum saygıdan ötürü bu açıklamayı yapmayı gerekli görmekteyim.
Basın; kamuoyunu gerçek, güncel ve kamu yararına olan haberlerle bilgilendirmelidir. Yalan haberlerle hedef göstermek, mesnetsiz iddialarla meseleyi çarpıtmak ve haber diliyle birilerinin siyasi fırsatçılığına zemin hazırlamak, basın etiğine aykırı olduğu gibi, basın ve yayıncılığı kamuoyunun haber alma hakkını karşılayan bir hizmetten uzaklaştırıp paralı bir basın tetikçiliğine dönüştürmektedir. Hayatını öğretmen yetiştirmeye adamış, öğretmenlere sayısız mecrada eğitimler vermiş, milletvekilliğinden önceki görevi lise müdürlüğü olan ve ifa ettiği görevler arasında en anlamlı olanın öğretmenlik olduğunu her platformda dile getiren bir kadın öğretmen olarak; şahsımı kadın öğretmenlere karşı konumlandırmaya çalışmak, çok çirkin bir zihniyetin bilinçli bir politik istismarıdır.
Öyle ki diğer partilerden olan meslektaşlarımdan ve medya mensuplarından, haberin kaynağının araştırılmasını veya Eskişehir’de kolay ulaşılabilen biri olarak aranıp olayın gerçekliğinin sorulmasını beklerdim. Ancak mesele, hakikatin ne olduğundan çok, okurlarının ve kendi siyasi tabanlarının duymak istediklerini suistimal etmeye dönüşmüştür. Herkesin kabul edeceğine inandıkları sloganları öne sürerek kendi siyasi tabanlarını galeyana getirmeyi tercih etmişlerdir. Değerli basın mensuplarını ve siyasetçi meslektaşlarımı, ülkede ve dünyada acı gündemlerle boğuştuğumuz bu günlerde, kamuoyu vicdanını sanal gündemlerle daha da yıpratmak yerine gerçek sorunların çözüm arayışında işbirliğine davet ediyorum.
Enstitü Sosyal, kamu yararına araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten bir düşünce kuruluşudur. Memleketimizde eğitim alanında yapılan birçok faydalı girişimde, yoğunluğum sebebiyle aktif görev üstlenmesem bile, gönüllü olarak bir parçası olmaya çalışmaktayım. Enstitü Sosyal'de de aktif bir görevim olmamasına rağmen birçok deneyimli akademisyenle birlikte danışma kurulu bünyesinde destek vermekteyim. Ancak bahsedilen eğitimin hiçbir aşamasında ne söz hakkım ne de herhangi bir faal görevim bulunmaktadır. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını bilmelerine rağmen, bu kadar fütursuzca yalan söyleyebilmeleri; bu toplumun vicdanına olan güvenleri ve kamuoyunu istenildiği gibi suistimal edebileceklerine dair inançlarıdır. Bu asılsız haberle ilgili hukuki süreci başlatmış bulunmaktayım."