Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce şu ifadeleri kullandı;
“Bugünkü oturumla ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle, bütçe çağrısıyla başlayan ve ardından encümene, son olarak meclise gelen bu süreçte görev yapan tüm Büyükşehir Belediyesi personeline, özellikle özverili çalışan cefakâr ekip arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bütçe ile ilgili bazı toplantılarımız, tabiri caizse, gözyaşları içinde geçti. Arkadaşlarımız çok heyecanlıydı; birçok yatırım yapmak, pek çok işi gerçekleştirmek istediler. Ancak ülkemizin ve bütçemizin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kaldık. Bazı faaliyetler ve yatırımları maalesef önümüzdeki yıllara ertelemek durumunda kaldık.
Tabii ki her belediye başkanı gibi ben de isterim ki Eskişehir’de her türlü hizmeti yapalım, hiçbir para sorunumuz olmasın ve yatırımları eksiksiz gerçekleştirelim. Ancak ülke olarak geçirdiğimiz ekonomik kriz ve tasarruf tedbirleri doğrultusunda, gerçekçi bir bütçe hazırlamak durumundayız. Bu bütçeye sonuna kadar sahip çıkıyorum, çünkü gerçekçi olduğunu biliyorum. Bugün içinde bulunduğumuz enflasyonist koşullarda bütçeyi %80’in üzerinde tutturmak başlı başına büyük bir başarıdır. Hepimize sormak isterim: Evlerinizde mutfak bütçesini bile bu oranlarda tutturabiliyor musunuz?
Bu kadar büyük bütçelerden bahsediyoruz. Odunpazarı, Tepebaşı ve Büyükşehir Belediyesi’nin bütçelerini konuştuk. Perşembe günü de ESKİ’nin bütçesini görüşeceğiz. Bu kadar büyük bütçeleri %80’in üzerinde bir gerçekleşme oranıyla yürütmek gerçekten büyük bir başarıdır. Bu nedenle bürokrat arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Geçmiş dönemdeki bu başarılarını, önümüzdeki dönemde de sürdüreceklerine inanıyorum.
Biraz önce hazineden gelen gelirlerle ilgili konuşuldu. Kimse kimseye lütufta bulunmuyor. Bu ülkenin vatandaşlarının ödediği vergiler hazinede toplanıyor ve belediyelere dağıtılıyor. Bu para halkımızın, Eskişehirli hemşerilerimizin parasıdır. Dolayısıyla kimse bize bir iyilik yapmıyor. Kanun ne diyorsa, o uygulanıyor. Bu vesileyle düzenli vergilerini ödeyen tüm Eskişehirlilere teşekkür etmek istiyorum.
Mülk satışıyla ilgili de birkaç noktaya değinmek istiyorum. Biz belediye olarak elimizden geldiğince kamu mallarını satmamaya çalışıyoruz. Ancak bazı durumlarda, hizmet üretmek adına bu satışlar kaçınılmaz oluyor. Geçtiğimiz oturumlarda bu konuyu meclise getirdik, sizler de onay verdiniz. Gönlümüz istiyor ki bu bütçeyi, kamu malına dokunmadan yönetelim. Ancak gerektiğinde, halkımızın hizmet beklediği noktalarda, elimizdeki kaynaklarla hizmet üretmek için gerekli adımları atmaktan çekinmeyiz.
Büyükşehir Belediyesi, 2014’ten sonra ilçe belediyeleriyle birlikte genişleyen sorumluluk sahası nedeniyle oldukça büyük bir organizmaya dönüştü. Personel giderleri bütçede iki kalemde yer alıyor. Daha önce bu konuda ayrıntılı bilgi verildiği için tekrar detaya girmeyeceğim. Ancak şunu söylemek isterim: Gelirimizi, çalışma arkadaşlarımızla paylaşma konusunda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Burada bulunan birçok belediye başkanının da personeline daha yüksek maaşlar vermek istediğini biliyorum. Ancak elimizden gelen bu, mevcut koşullarda daha fazlasını yapmak mümkün değil.
Sosyal yardımlarla ilgili devletin belli kurumları var ve herkes kendince yardım yapıyor. Biz de belediye olarak sosyal kartlar ve diğer yardımlarla ihtiyaç sahiplerine destek olmaya çalışıyoruz. Gönül ister ki halkımız yardıma muhtaç olmasın. Ancak mevcut koşullarda, yardımları her yıl artırarak devam ettiriyoruz.
Tasarruf tedbirleri nedeniyle araç alımlarında kısıtlamalar mevcut. Ancak önümüzdeki yıl, filomuzu gençleştirmek için gerekli izinleri almayı planlıyoruz. Şu an toplu taşıma filomuzun yaş ortalaması 12 idi, bunu 7’ye düşürdük. Yeni alımlarla bu ortalamayı daha da aşağı çekmeyi hedefliyoruz.
Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın kırsal bölgelere yönelik faaliyetleri, sadece tarım ve hayvancılıkla sınırlı değildir. Örneğin yol, park, ulaşım gibi birçok alanda kırsal bölgelere yönelik hizmetler sunuyoruz. Bu hizmetler diğer bütçe kalemlerinde yer alıyor. Bu nedenle tarımsal hizmetler bütçesi üzerinden yapılan eleştiriler eksik bilgiye dayanmaktadır.
Bisiklet yolları konusunda hızlıca çalışmalar başlattık. Üç etap olarak planlanan bu projede ilk ihaleyi gerçekleştirdik ve diğer etapların da takipçisi olacağız.
Yaklaşık 4 yıl önce İller Bankası aracılığıyla 10 milyon Euro’luk bir kredi bulduk. Bu kredi Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylandı, ihaleler yapıldı, işlemler tamamlandı. Ancak bir yıldır Cumhurbaşkanlığı onayı bekleniyor. Onaylandığı anda 20 elektrikli otobüs alımı yapılacak. Sizlerden bu konuda destek bekliyoruz.
Sonuç olarak, hazırladığımız Performans Programı ve bütçe, mevcut ekonomik koşullara rağmen en iyi şekilde planlanmıştır. Eleştirilere açık olmakla beraber, belediyemizin hizmetlerini sürdürme konusundaki kararlılığını bir kez daha vurgulamak isterim.
Bütçe, uluslararası bir banka tarafından sağlanıyor. Yani bunun devletle ya da hazineyle herhangi bir ilgisi yok arkadaşlar. Lütfen dikkat edin, herkesi dinledim, lütfen beni de dinleyin. Bu bütçe, Avrupa Yatırım Bankası’ndan temin edilmiştir. Dolayısıyla bu bütçe için devletten bir destek alınmamış, hazineyle de bir bağlantı kurulmamıştır. Biz bu krediyi 30 yıl vadeyle ödeyeceğiz ve bu şekilde bir anlaşma yaptık. Ancak ne yazık ki süreç onaylanmıyor. Bu konuda sizlerin yardım ve desteğini bekliyorum.
Sanat ve kültürel faaliyetlerle ilgili yapılan eleştirileri dikkate alıyorum, ancak burada bir yanlış anlama var. Son yıllarda, bütçelerimizi azaltmak zorunda kaldık. Hepiniz de inceleyince görmüşsünüzdür; etkinliklerimizi daha az yapabildik, festivallerin sayısını düşürdük. Oysa bir toplumun ilacı, moral kaynağı ve manevi merhemi, sanat ve kültürel faaliyetlerdir.
Aslında, sizden beklediğim eleştiri şu olurdu: "Neden bu faaliyetleri azalttınız? Daha fazla yapmalısınız." Gerçek bir eleştiri bu olabilirdi. Biz, üç büyükşehir belediyesi ve tüm ilçe belediyeleri olarak halkımızın üzerindeki ekonomik ve sosyal baskıyı azaltmak için daha fazla etkinlik yapmaya gayret ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu etkinlikleri artırmaya kararlıyız. Çünkü belediyecilik, sadece kaldırım, yol ya da park yapmaktan ibaret değildir. İnsanları manevi olarak doyuma ulaştırmak da çok önemli bir hizmettir ve bu, belediyelerin temel görevlerinden biridir.
Bu nedenle, hem büyükşehir belediyelerimizde hem de ilçe belediyelerimizde bu hizmetleri eksiksiz ve bütçelerini zorlayarak gerçekleştiren tüm belediye başkanlarını tebrik ediyorum.
Hiç uçmayacağız ama umarım bu konuda artık bir son noktayı koyabiliriz. Kentsel dönüşüm, arkadaşlar, sorumluluktan kaçamayacağınız bir görevdir. Kentsel dönüşüm görevi, tamamen Bakanlığa verilmiştir. 6306 sayılı Kanun'u lütfen bir kez daha okuyun. Kanunda bu görev açıkça Bakanlığa aittir. Ancak biz belediye olarak görevden kaçmama kararlılığını benimsedik. Bu, bizim sorumluluğumuz olmasa da işin bir ucundan tutarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.
Kazım Başkan’ın Küçük Sanayi bölgesinde, bizim Gündoğdu’da ve diğer bölgelerde sorumluluk alarak çalışmalar yaptığımızı biliyorsunuz. Bakanlık bu bölgelerde dönüşüm yapacağını söylemesine rağmen harekete geçmedi. Biz ise vatandaşlarımızın mağdur olmaması için, "Hadi biz yapalım" dedik ve inisiyatif aldık. Gündoğdu’da ilk etapta 60 konutluk bir proje gerçekleştirdik ve vatandaşlarımıza teslim ettik. Bu dönemde de Gündoğdu 1 ve 2 ile ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gündoğdu 3 ise TMSF ile ilgili bir konu, o nedenle bizim sorumluluğumuz dışında.
Şehrin içinde, 1999 öncesinde yapılan 8 katlı bitişik nizam binaların oluşturduğu ciddi bir problem var. Bu binalar, şehir merkezindeki 8-9 mahalleyi kapsıyor. Belki başka yerlerde de sorunlar mevcut, ancak öncelikle bu bölgeler için harekete geçilmesi gerekiyor. Eğer bize bu konuda bir görev verilirse, asla kaçmayız. Ancak dönüşümün başarılı olabilmesi için mutlaka bir rezerv alanı sağlanması gerekiyor. TOKİ'nin rezerv alanlarını başka amaçlarla kullanması ya da gecekondu bölgesi ilan etmesi bu süreci baltalar.
Rezerv alanları, dönüşümde maddi gücü olmayan kişilere destek sunmak ve bu süreci sürdürülebilir kılmak için elzemdir. Bu noktayı tekrar vurgulamak istiyorum.
Büyükşehir belediyeleri genellikle büyük parklar yapar. Mahalle aralarındaki küçük parkları ise ilçe belediyelerimiz inşa ediyor. Eskişehir’de geçmişte yapılan birkaç büyük park, şehrimize ciddi katkılar sağladı. Bugün kişi başına düşen yeşil alan oranı, 1999 öncesine kıyasla ciddi şekilde artmış durumda.
Bu başarıda emeği geçen tüm belediye başkanlarını ve çalışanları kutluyorum. Yeşil alanlar konusunda hangi partiden olursak olalım gurur duyuyoruz ve daha iyisini yapmak için çalışmaya devam edeceğiz.
Deprem ve iklim değişikliği gibi risklerle mücadele konusunda kentsel dönüşüm çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şehrimize ve ilçelerimize yeni parklar kazandırmak için elimizden geleni yapacağız. Bu çabalarımızı sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”