Eskişehir Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu Mert Yedek şu ifadeleri kullandı;
"Bundan bir ay önce, 3 Eylül’de Artvin’in Hopa ilçesi Cankurtaran Köyü’nde orman talanını engellemeye çalışan köy halkına silahlı saldırıda bulunulmuş, saldırıda Reşit Kibar hayatını kaybederken, yöre halkından Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu yaralanmıştı.
Katliamı protesto eden yöre halkından Dursun Ali Koyuncu, Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar ise hukuksuzca tutuklanmışlardı.
Değerli Basın Emekçileri,
Reşit Kibar, mücadele ruhu ile, topraklarının rant uğruna satılmasına, ormanlarının talan edilmesine karşı direnen Cankurtaran Köyü’nün ve ülkemizin her bir köşesini yağmalamaya çalışan talan düzenine karşı direnişin temsilidir.
Bugün ülkemizin dört bir yanında Reşit Kibar’ın anısına yaşam nöbeti tutuluyor.
Biz de Eskişehir’de Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu olarak, Reşit Kibar’ın onurlu mücadelesine selam göndereceğimiz yaşam nöbeti için buradayız.
Reşit Kibar’ın onurlu mücadelesini, ülkemizin dört bir yanında uğruna direndiğimiz topraklardan, Artvin’den, Alpagut’tan, Akbelen’den, Kazdağları’ndan ve nicelerinden tanıyoruz. Dün Çanakkale’de ülkemizin dört bir yanından yüzlerce doğa ve yaşam savunucusu ile dayanışma mitinginde buluştuk, hep birlikte “Bu talan düzenine hayır!” diyerek, “Suyuna, havana, toprağına sahip çık!” diyerek haykırdık. Bizler, ülkemizin dört bir yanındaki doğa ve yaşam savunucuları, Reşit Kibar’ın katledilmesinin sorumlularını biliyoruz.
Bu cinayetten sadece silahı tutan değil, yaşanan cinayetten önce, ormanlarının yok edilmesine direnen köylünün suç duyurularını yok sayan yerel yetkililer ve saldırıya zemin hazırlayan, çevre ve doğa katliamına karşı halkın değil, şirketlerin yanında yer alan, her direnişte doğa ve yaşam savunucularına müdahale eden, hedef gösteren iktidar ve kurumlar da sorumludur.
Alpagut’ta, köyünde madene karşı direnenleri ölümle tehdit edenleri görmezden gelenler, Hopa’da işlenen cinayetin de suç ortağıdır.
İktidar ve sermaye, Anadolu’nun dört bir yanında yüzlerce projeyle doğamızı ve yaşam alanlarımızı tehdit ediyor. Biz yaşam ve doğa savunucuları ise bulunduğumuz her yerde bu yağma ve talan projelerine karşı mücadele ediyoruz. Reşit Kibar’a yapılan saldırıyı yağma ve talana ses çıkaran dört bir yanda doğa savunucularına yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyoruz.
Reşit Kibar cinayeti, Büyüknohutçular ve Metin Lokumcu cinayetinde olduğu gibi tüm yaşam ve doğa savunucularının ortak davasıdır. Bu davanın tetikçisinin yargılanmasıyla sınırlı kalmaması, ardındaki azmettiricilere yönelik soruşturmanın derinleştirilmesi için Cankurtaran Köyü’nün davasının takipçisi olacağız ve Karadeniz’den bize güç veren dostlarımıza omuz vermeyi görev bileceğiz.
Sakarya Nehrinden Karadeniz topraklarına siyanürlü sular akıtmaya çalışan Cengiz Holding’e karşı mücadelemizle, Karadeniz’deki dostlarımızı selamlıyoruz.
Bizler Eskişehir Alpagut-Atalan’da Madene Hayır Platformu olarak, Reşit Kibar’ın ormanları koruma mücadelesine sahip çıkacağız. Taleplerimiz nettir:
Cankurtaran ormanına “Reşit Kibar Ormanı” ismi verilsin.
Doğamıza ve yaşam alanlarımıza zarar veren/verecek olan, yani çevre ve halk sağlığı tehdidi olan maden arama ruhsatları, ÇED başvuru dosyaları, maden projeleri iptal edilsin.
Hukuksuzca tutuklanan Dursun Ali Koyuncu, Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar serbest bırakılsın.
Reşit Kibar’ın ölümünden sorumlu olanlar yargılansın.
ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum istifa etsin.
Kamuoyuna sesleniyoruz: Doğamıza, yaşam alanlarımıza hep birlikte sahip çıkalım. Reşit Kibar’ın mücadelesini yaşatalım ve ranta karşı direnişimizi büyütelim. Adalet ancak bizler talep ettiğimiz sürece yerini bulacaktır.
Bir kişi eksilsek de milyonlar olarak büyüyeceğiz.
Reşit Kibar’ın mücadelesi, mücadelemizdir.
Mutlaka doğa ve yaşam kazanacak ve bunu birlikte dayanışmayla başaracağız.
Yaşasın dayanışmamız!"