CHP Meclis Üyesi Ali Haydar Çelik şu ifadeleri kullandı;
“Her ay bizleri izliyorsunuz. Özellikle ülkemizle ve şehrimizle ilgili sorunları sizlerle paylaşmaya, çözmeye ve çözdürmeye çalışıyoruz. Öyle bir hale geldi ki ülkemizde, genel anlamda emekçilerin, emeklilerin, küçük esnafın ve tarlasını sürerek geçimini sağlamaya çalışan köylülerin sorunları her geçen gün devasa bir biçimde büyüyor.
Biz bu sorunları dile getirirken, dönem dönem AKP grubundan bazı arkadaşlar "Odunpazarı’nı konuşalım, Eskişehir’i konuşalım" diyor. Tabii ki konuşuyoruz! Odunpazarı’nı, Eskişehir’i konuşuyoruz ama ben sizleri de altı yıldır konuşuyorum. Çözülmesi gereken sorunları defalarca dile getirmemize rağmen ne bu konuları çözüyor ne de tekrar tekrar konuşmamızı istiyorsunuz. Bizim için bir mahsuru yok. Odunpazarı’nın sorunu bizim sorunumuzdur. Eskişehir’in sorunu bizim sorunumuzdur. Biz belediyeler olarak üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda kararlıyız. Ancak sizlerin yapmadığı her şey de ortada.
Bu yüzden bize "Onu konuşmayalım, bunu konuşmayalım" diye ayar vermeyin! Burası demokratik bir meclis; burada herkesin söz hakkı var. Defalarca tekrar edilen bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Malum, büyük bir deprem yaşadık. İkinci yıl oldu. Hepimiz kulaklarımızla duyduk ama unutturulmaya çalışılan bir şey var: Bir yıl içinde, seçim taahhüdü olarak, bütün yıkılmış binaların yapılıp depremzedelere teslim edileceği söylenmişti. Ama gelin görün ki şu anda hâlâ 691 bin depremzede vatandaşımız konteynerlerde yaşamaya devam ediyor.
Eskişehir’in sorunlarında olduğu gibi, ülke sorunlarında da verdiğiniz sözleri unutturmaya çalışıyorsunuz. Ancak bu konuyu iktidar sahipleri acilen çözmek zorunda. Çözemiyorsanız, olmuyorsa, yapamıyorsanız biz sandığı gösteriyoruz: Buyurun gelin!
Şimdi, emeklilere yapılan zamlardan bahsedelim. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Bey burada çıkıp zamları çok iyiymiş gibi anlatmaya çalıştı. Ülkede herkesin çok mutlu olduğunu, huzurlu olduğunu, herkesin her şeye sahip olduğunu iddia ediyor. Oysa gerçekler çok farklı. Ekmeğe %25 zam geldi. Emeklilere ise yalnızca %11 ila %15 arasında bir zam yapıldı. Eskişehir’de ekmek şu anda 12,5 lira oldu. Simit 15 lira, çay 20-30 lira arasında değişiyor. Ancak iktidarın tavrı, sanki hiçbir sorun yokmuş gibi.
Örneğin, Yüksek Hızlı Tren… 1 Ocak 2024’te 430 lira olan bilet ücreti, 13 Ocak 2025’te 780 lira oldu. Zam oranı tam %81! Ama hâlâ her şey normalmiş gibi emekçilerin çektiği sıkıntıyı görmezden gelerek siyaset yapmaya devam ediyorsunuz. Ancak halk, bu politikaları artık kabul etmiyor. Dün yapılan mitingde binlerce kişi, yönetiminizin iyi olmadığını haykırdı. O meydan dolup taştı! Ve dileriz ki bu binler daha da artsın.
Bu mücadelede insanlar şunu haykırıyor: "Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!" Güzel bir slogan. Çünkü hak aramak, dayanışmadan ve birliktelikten geçiyor. Ama ne yazık ki, halkın barışçıl ve içten taleplerini dile getirmesi, genel başkanınız tarafından demagojik bir şekilde çarpıtılıyor.
Bu slogan, cezaevindeki suçluların ürettiği bir söz değil. Tam tersine, Bertolt Brecht’in, Nazi Almanyası’nda ırkçılığa ve faşizme karşı verdiği mücadelenin simgesi haline gelmiş bir şiirden geliyor:
"Kim kurtaracak seni, köle?
Görecekler seni kardeş.
Yuvarlananlar uçuruma, duyacaklar çığlıklarını.
Seni köleler kurtaracak.
Kurtaracaksa ya hep beraber, ya hiçbirimiz!
Kurtulmak yok tek başına, yumruktan ve zincirden!
Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!"
Bu dizeler, adaletsizliğe karşı bir direnişin sembolüdür. "Ya hep beraber, ya hiçbirimiz" sloganı, birleşmek zorunda olanların, dayanışmayı bırakmayanların sloganıdır.
Dilerim herkes konuyu anlamıştır. Saygılar sunuyorum.”