Büyük Birlik Partisi MKYK Üyesi Ahmet Ulupınar şu ifadeleri kullandı;

“Biliyorsunuz, seçimlerin üzerinden bir yıl geçti. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce seçimde verdiği vaatleri bir sıraya koydu. Yanlış hatırlamıyorsam, ilk olarak Estram’da öğrencilere verilen 250 TL’lik abonman kart desteği ile başladı. Ardından kent lokantaları vardı. Sanırım şu ana kadar Eskişehir’de iki tane açıldı. Verdiği sözleri tutuyor gibi görünüyor, benim gözlemim bu yönde.

Biz Büyük Birlik Partisi olarak uyumlu bir partiyiz. Ben de hem parti temsilcisi hem de Tepebaşı Belediyesi BBP meclis üyesi olarak Ayşe Ünlüce’nin şehri yönetmesinden şu an için genel anlamda memnunum. Elbette memnun olmadığımız noktalar da var. Ama en azından verdiği sözleri sıraya koyarak uygulamaya başlamış durumda. Kentsel dönüşüm konusunda da bazı adımlar atıldı. Örneğin Köprübaşında bulunan eski banka binası yıkıldı. Orada bir dönüşüm başladı. Gündoğdu’da da çalışmalar olduğunu biliyorum. Bu bir yıllık süreçte, Ayşe Hanım’ın performansını genel olarak olumlu değerlendiriyorum.

Trafik konusunda özellikle Kuşak çevre yolları projesi hakkında bir gelişme benim bildiğim kadarıyla olmadı. Bu konu bakanlıkla birlikte yürütülmesi gereken bir süreç zaten. Fakat Eskişehir’in trafiği gerçekten keşmekeş hâlinde ve her geçen gün kötüleşiyor.  Ancak şu ana kadar Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda önüme gelen somut bir proje görmedim. 

Et fiyatlarını düşürmeye yönelik mezbaha projesi konuşuluyor. Süreci kıyma kullanan bir esnaf olarak da takip ediyorum. Ancak yerelde yapılacak bir mezbahanın Eskişehir gibi büyük bir şehrin et ihtiyacını karşılamaya yeteceğini sanmıyorum. Yapılacak mezbahanın boyutlarıyla ilgili az da olsa bilgim var.  Ama umuyorum ki Sayın Ayşe Ünlüce, kapsamlı bir mezbaha inşa eder. Bu tesis günlük et üretiminin en azından bir kısmını karşılayabilirse, özellikle perakende tarafta belki biz esnaf için değil ama vatandaş için önemli bir katkı sağlar. Eskişehir’de et fiyatlarının düşmesi hepimizi memnun eder.

Kırsal mahalleler ihmal ediliyor. Bence bu sadece Tepebaşı’nın değil, genel olarak şehrin 15-20 yıllık bir problemi. Gerek Odunpazarı’nda, gerek Tepebaşı’nda, gerekse Büyükşehir’e bağlı diğer bölgelerde benzer durumlar yaşanıyor.

Turizm ya da ticaret açısından öne çıkan yerlerde alt yapı, üst yapı, park bahçeler, peyzaj işleri oldukça düzenli. Ama bu bölgelerin dışına çıktığınızda, özellikle ara mahallelerde, sokaklarda ciddi eksiklikler göze çarpıyor.

Ben çarşı bölgesinde bulunan bir esnafım, bulunduğum yerden bir kilometrelik çap çizseniz, bu çapın dışındaki bölgeler gerçekten çok geri kalmış durumda. Yağmur yağdığı zaman çarşıda yürümek bile neredeyse imkânsız hâle geliyor. Leylek gibi zıplayarak yürümek zorunda kalıyorsunuz. O yüzden evet, merkezin dışındaki mahalleler, kırsal alanlar yeterince hizmet almıyor. Bu da yıllardır süregelen bir sorun.

Tepebaşı Belediyesi, benim gözlemime göre borçlu bir belediye. Son bir iki meclis toplantısında borçlanma talepleri gündeme geldi.  Rakamı tam hatırlamıyorum ama ciddi bir miktarda borçlanma yetkisi istendi. Hatta bu taleplerin bazıları, emekli olacak işçilerin ya da memurların tazminatları içindi. Bu da belediyenin kasasında bu ödemeleri yapacak kaynak olmadığını gösteriyor. Yani işçisinin tazminatını ödeyecek durumda değilse, bu mali açıdan ciddi bir sıkıntıya işaret eder.

Ahmet Ataç uzun yıllardır belediye başkanı. Hakkını teslim etmek lazım. Göreve geldiğinde Tepebaşı neredeyse köy görünümündeydi. Şimdi daha modern bir çehresi var. Ancak 40’tan fazla mahallesi olan bir bölge burası. İki üç mahalleyi güzelleştirerek bu bölgenin tamamını dönüştürmüş sayamayız.

Batıkent, Çamlıca gibi yeni gelişen bölgelerde bile, hâlâ toz toprak, çamur gibi sorunlar yaşanıyor. Bu yüzden Ahmet Ataç’ın bir yıllık performansına not verecek olursam orta geçer not derim. Alzaymır Merkezi, Yaşlı Bakım Merkezi, Kreş gibi konularda başarılı buluyorum. Ahmet Ataç sevdiğimiz biridir, ama hakkaniyetli olmak gerekirse performansı ortalama seviyede.”